KARANLIK BİR GÜN
Bu ne karanlık bir gün böyle..
Sabah olmadı mı yoksa, neden karanlık yeryüzü. Neden görünmüyor, masmavi gökyüzü Nerede cıvıl cıvıl öten kuşlar Nerede çeşit çeşit çiçek açmış çiçekler Sahi, nerede renk renk uçuşan kelebekler Rabbim, sanki kapkara bir duman kaplamış şehrin üstünü Yoksa, vurdumu insanlık kendi kendini Yaktımı, yıktımı yoksa yaşadığı bu şehri Lapa lapa yağan bembeyaz kara ne oldu Nede çabuk eriyip gitti sokaklardan kar yığınları Neden yıkılmış bu evler, neden sönmüş bu ocaklar Neden sokaklarda yatıyor bu insanlar Kimler yok etti insanlığı, çiçekleri, kuşları, kelebekleri Kimler yok etti, yaşanmış gerçekleri ve yaşanacak hayalleri. Ey insanlık, beğendinmi yaptığını Çocukların oyuncak uçaklarını aldın ellerinden Onlarla vurdun yüreklerini yaraladın derinden Oysa, gökyüzünde uçmaktı onların hayali Tıpkı, kuşlar kelebekler gibi. Bakın, ağlıyor gözleri kimsesiz kalan çocukların Damla damla akıyor gözyaşları yanaklarından Virane olmuş bir şehirin içindeki yalnızlıklarına Bu ne karanlık bir gün böyle Dayanılacak gibi değil gördüklerim Çocuklar ağlıyor sokak otalarında Kör kuyulara düşmüş insanlar çırpınıyor çaresizce Rabbim, keşke, beyaz bir güvercin olsaydım Uçsaydım cennet bahçelerine doğru Yada bir kelebek olsaydım, konsaydım bir çocuğun saçlarına Öpücükler kondursaydım yanaklarına Yada, bir ağustos böceği olsaydım, şarkılar söyleseydim kulaklarına Bu ne karanlık, bir gün böyle Eşkıyalar basmış bu koca şehri, bir gece yarısı herkes uyurken Yakmışlar, yıkmışlar her yeri. Kapkara bir duman bulutu sarmış gökyüzünü Tozdan dumandan görünmüyor yeryüzü Keşke bir görünmez olsaydım, eritseydim silahların mermilerini.. Çalsaysaydım insanların acılarını, kırsaydım tutsakların zincirlerini Keşke ışığı olsaydım barış ve kardeşliğin Doya doya yaşasaydı çocuklar, çocukluğunu Güneş, her zaman güzel doğsaydı bu şehrin üstüne Sımsıcak olsaydı bu şehir ve bu şehrin insanları.. Çeşit çeşit çiçekler açsaydı, kelebekler uçsaydı, kuşlar cıvıl cıvıl ötseydi Sular, şırıl şırıl aksaydı, gelincikler ve mor menekşeler açsaydı çiçeklerini Güller kokularını saçsaydı bu şehrin üstüne Mutluluk Türküleri söyleseydi, dağlar denizler Bulutlar mutluluk gözyaşları dökseydi gökyüzünden Gökyüzünde, yedi renk gök kuşağı doğsaydı bu şehrin üstüne Geceleri ay gündüzleri güneş, aydınlatsaydı bu şehrin karanlığını Mutlu yaşasaydı insanlar, savaşsız ve barış içinde. Sonsuza kadar.Kardeşce Aralık 2015 |
Acı elbette ama doğru bir anlatım.
İnşallah bu karanlıklar aydınlığa dönüşecek değerli adaş.
Selam ve sevgilerimle.