Yıllar SonraKapının karşısında, bir piyano... sağda sen! Duvara dayanmışsın, ürkek - mahcûb - çekingen, Yarım topuk kundura, kahverengi - bağcıklı, Bejimsi uzun çorap, hâlin biraz acıklı, Başın öne eğili, bir etek - bir sveter, Bu halin var ya senin, beni etti bin beter! Gözlerin yere doğru, neden bu çekingenlik? Acep yabancılık mı yoksa ki şu ergenlik? Yaşın 16 imiş... ben 18 sanmıştım, Ama bu duruşun ile tâ yürekten yanmıştım, Sonrası hep izledim, izledim ve gözledim, “Birine benzemiyor... bu kız bir başka” dedim, “Nasıl yapsam etsem de denk düşürsem otursam, Ben ki bir pısırığım, ne yapsam, nasıl yapsam? ” Diye düşünerekten, içim içimi yerken, Hooop soluna oturdum bir gün herkesden erken, “Hadi şimdi gel konuş... konuş da ne diyeyim”, Akıl da gitti baştan... sanma ona iyeyim! İnan hiç bilmiyorum... ne dedim de ne sordum, Bir baktım ki kendimi senle konuşur buldum, Cıvıl mavi gözlerin, dilin kendinden emin, Bir cesaret verdi ki nerdeee o adam demin? Derken bir dostluk ki bir sıcacık arkadaşlık, Aramızda başlayan... bir gizli bir sırdaşlık, Senden neler öğrendim “Bodur tavuk her gün ne? ” “Asıl dostluk kurulur, kavgadan erte güne” İrâde - azîm sendin, hayrân olansa bendim, Bir şeylerim yıkıldı... yıkıldı içim - bend’im, Tâ başımdan aşağı, kaynar sular mı deseeem, Ne içtiğim gidiyor, ne de... ne de ne yesem! Bu sarhoşluk bir tatlı, say Atakan kanatlı, Mutluluk ormanında dörtnala giden atlı, Sen varsan soluyordum, yoksan sanki ölüyor, Yokken yok olan aklım... sen olunca geliyor, Baktım, âşık olmuşum... sen Dünya güzeline, Ama biliyorsun ya el değmedim... eline, Bir anıttın, tümüyle... her yönle güzel olan, İşte! O hasletlerin, beni kalbimden vuran, Zaman geçip giderken, günden güne severken, Ne oldu, nasıl oldu birden ayrıldık... derken, Ayrılık varsın olsun, ömürler ayrı dolsun, Bir uzaklık olsa da gönüller birlik olsun! Şimdi yıllaaar sonrası, sen halâ içimdesin! Tut ki deli - dîvâne... eller, ne derse desin! Dileğim ki sağlığın...mutluluğun - huzurun, Her yönden iyi olman, bilesin... tek umurum! |