Bu nasıl yara bilemedim
Bu nasıl yara bilemedim
gül yüzünü dönmüyor ay sitemkar bana ömrüm kanıyor Özlemim kıyamette yankılanır toprak bağrında suya hasretim mahşer girdi cehennemle arama cehennem ki şahit olmasın sevdama Bu nasıl yara bilemedim beni bir meçhule sürüyor gülüm derim sürgün diyor giderim yol bitmek bilmiyor Bir cennet ki cehennemle imtihan eder dönülmeze vurur beni hasretin diliyle karanlık basar gençliğimin baharında gönülden gönüle iz sürerim yiğitçe Bu nasıl yara bilemedim sevdikçe yangınım hoş gelir yandıkça sevesim gelir yigit gönlünde aşk böyledir Gönül hasreti yorgan yapmış uyuyor asi gül yandıkça küllenip uslanmıyor dönerim semada gök kubbe ağlıyor hasret nakşedilmiş gönül yanıyor Her düşümde büyüttüğüm sensin her sevdada vurulan ben oluyorum yokluğum senle anlam kazanıyor sen dedikçe sır gibi sen oluyorum Bu nasıl yara bilemedim bağlanmışım yara içinde gidilmez dönülmez öldükçe diriliyorum |