YOKLUĞU'NUN TAVAF'INDA ÖLECEĞİM
Giderken
Umarım hep mutlu olursun demişti Derin bir sessizliği’de koluna takarak Gidiyordu işte. Gölgeme bile tenezzül etmeden . Yaramazlık yapan bir çocuğun Yetişkin bir ayrılıktan fırça yemiş gibi Başım öne düşmüştü o anda sessizce Gidiyordu işte Ummak Bir umarsızlığın belasında kalarak yanmak gibiymiş meğer. Öfkelerimden yere göğe sığamıyordum. Pazar’da bir annenin elinden Farkında olmadan kurtulup Kalabalıklar’da kaybolan bir çocuk edasıyla Panik telaşımı yaşıyordum o anda. Koskoca adam olmuşluğumu Ayaklar altına alarak gidiyordu Gidiyordu işte Uzun lafın kısası’nı bana bırakarak gidiyordu. Ve ne kolay gidiyordu insanlığı’nı unutarak. Şimdi pişmanlığın girdabında Acaba hangimiz daha önce boğulacaktık. Bunu ne ben ne o biliyordu . Bu kadar zamana sığdırdığımız anılar ve mutluluk’lar Bir çırpıda çorap söküğü gibi Avuçlarımdan yollara dökülüyordu Acıya sanki daha oracıkta yeniliyordum işte Ne kadar zormuş aslında Öyle ayak üstü bir vedanın ardından bakmak. Ve ne kadar zormuş Oralı bile olmadan Gidenin kalbinde adımın bir daha dudağından dökülmemesi. Gidiyordu işte Daha şimdiden koca bir gurbet oluyordu gözlerimde Bir buhar gibi yazın sıcağında Beni en soğuk kışlara salarak gidiyordu Bir sabun köpüğünün gözümü yakması gibi Bakmaya korkuyordum arkasından Gidiyordu işte O anda dilime dolanan Dokuz köyden kovulan yalanları Kalması için yollarına sermek istiyordum çaresizce Tam’da sol yanıma son cemre düştü derken Şimdi İçimde binlerce Kabe yıkılıyordu Ve bana artık Geceleri Yokluğunun tavaf’ında Seni görmeden bir daha sevmek’mi düşecek yani Hiç düşünmezmisin Sana her gün dirhem dirhem öleceğimi Ayhan’ca Cümleler AYHAN AKDENİZ |