SEN O KADINMISIN
Son öpücüğünü dudaklarımda saklayan adamım ben,
Sen kadın, O öptüğüm kadınmısın. Yine saray burnun dan boğaza bakıyormusun, Elinde bir bardak sıcak çay var mı, Peki simit, Yanında peynir. Halen o öptüğüm kadınmısın. Değişti diyorlar senin için, Artık kırmızıda giymiyormuş sun, Saçlarını da kısaltmış sın. Emin önünde gören olmamış, Balık ekmek yemeyi özlemedin mi. Çorbacın yorgo da uğramamışsın galata da. Hani içtiğimiz kırmızı şarabı, Bir tek üsküdar da bulurduk. Vapurun dalgalarda dans etmesini izlerdik güverteden, Martılar saçlarına uzanırdı, Sen ürkek simit atardın onlara, Biz öpüşürdük rüzgar okşardı saçlarımızı, Sen kadın o öptüğüm kadınmısın. Bir türkü tuttururduk bey oğlunun arka sokaklarında, Sen kırmızı papuçlarınla dans ederdin, Saçların teninde yıldızlaşır, Ben göz bebeklerinden yıldız toplardım. Uslanmaz bir çingeneye benzetirdim seni, Ve dağınık olmanı severdim. Taksimde son durak otobüsü gelmeden, Son kez öperdim seni, Sen cama seni seviyorum yazardın, Ben hece hece okurdum. Gecenin karanlığına sokak lambaları düşerdi, Bilirdim artık gideceksin. Koşarak gelir öperdin beni, İşte gitme vakti derdi yüreğim, Ah be kadın, Son öpücüğünü dudaklarımda saklayan adamım ben, Sen, O öptüğüm kadınmısın. Beni sorma be güzelim, Toz tutmuş raflarda kalan şiir gibiyim, Üstelik sana yazılmış bir şiir. Kağıdı solgun, Yazıları silinmiş. Toz duman içinde yorgun, Nemlenmiş. Şimdi beni düşün unutlulmuş, Hiç yazılmamış, Hiç okunmamış bir şiir, Canı cehenneme her şeyin. ____Cengiz Yılmaz/Şiir Baba/15/02/2016 |
Kalemin var olsun
_______________________________Selamlar