EN YARALI SAĞANAK...Gönül rütbesi sökük bir sancak Ve hayli derbeder bir köle hele ki; Yitip gidenlerin ardından nöbete durduğum her gece İken kıblesi ömrün yine de en münafık serzeniş Belli belirsiz bir gidişatın peşi sıra Ve sığındığım iklimsiz yarınların mertebesinde Kayıp bir dengime rast gelirim de, Körelir şu hezeyan. Yine de rücu ettiğim en kıdemli sancı, Minvali ölümsüzlüğün ve sapır sapır dökülürken En yaralı sağanak gün bitiminde. Nasıl da bir tecelli şu isyanı yüreğin Sandığımdan çok öte bir sihirde kaybolduğum, Kıyamı hidayetin ve nazenin bir yoksunluk En harcı âlem gölge peşimde sürüklediğim, Yine de sür git bir asalet en yakışan gözyaşıma, Göstermeden sağ sola, kaynarken içten içe. Açık bir kapıdan içre, medet umduğum Bir gök kubbe kucaklayan o düş bekçisi imgelemin Tuzağında kıstırılmışlığım kadar ayan beyan. Sakil bir nota yüreğin sesi, Sefil bir yoksunluk altı üstü Ve en kıdemli sancı ardından gidenlerin, Dolmayan bir milat her nasılsa Kayıp rotamın girizgâhında biriken o isyan. Serkeş tınısı mı yoksa mağlup düşlerin Ezelden beri kayıp bir istilada esir düşen En bariz temettüsü iken Mihrap bellediğim hidayette soluklandığım; Anlık bir molada sükûtu hayale uğramak da olası, Düşkün bir imgenin en müşkülpesent sarnıcı İçinde devindiğim tümsekten çok yukarı Bir var oluş. Devinimi kayıp bir ömür kadar kıymete binen Çoğunun nazarında ve seslenirken Çok uzaklardan aşkın şarkısı, Ahenginde kaybolduğum en kıdemli dostum, Paylaştığım mizacı yürek yaşımın, Belli belirsiz başımı yasladığım Hele ki içimde biriken onca yas’ın nazarında Gömüt bildiğim bir imgeden ibaret, Yine de peyder pey tükettiğim ve tüketildiğim Münafık bir aşkın perde arkası. |
Kalemin daim olsun
_____________________________Selamlar