Kıyılar Uzak1 Şimdi ne / zaman Uzak bir deniz geçse aramızdan Yosunlu gözlerine kanat çırpar martılar Hayfa’ya yarım saatlik yol Kibbutz’a biraz kıyı İki asiydik orda kavimler bizi tanımaz Yalnızlığın totemlerini yıkmış Üç din için kutsal tek başına Kudüs Tufandan beri Dünya avucumuzda hiç eskimeyen oyuncak Hep öyle savrulur kendi göğünde Şimdi / ne zaman Uzak bir bulut düşse yüzümüze Binlerce Hitit Güneşi en yasak kitapların Ağlama Duvarı’dır El Aksa Camisi’nin altında göklere baş eğdiren Dalları kargışlı hurma ağacı Çöle salıp inatçı köklerini Masâda Tepesi’nde doru küllerle yıkandım Oysa kutsanmıştım Bahai bahçelerinde Kırılgan güllerin açtığı 2 Geçince o dantel işli yarımadayı İlk kumsalda öptümdü seni Üstümüzde portakal rengi bir güneş İki yalnızlık kuşu fırdolayı Önce kendimi anlatmıştım kumlara Gücenik bir Neşet Ertaş sonra yurdumu Kimselerin olmadığı günbatımında Bir daha sulara karışacak mıyız şiirle Nasıl sevişirse yorgun atlar Nerden bilirdim giderken aldığın Akdeniz’in mavisini kıyıya vurmuş bir Gözyaşı şişesine gizlediğini Çocukluğun korkulu düşlerince Gözden uzaklaşıyor anılar Seyrelen muz hevenkleri İki mektup aşk ezgisi küskünlüğün Tahta-masa yaprak denizi bir papatya Kalsa da eski fotoğrafta Seni öperken seyrek miydi yüzüm |
Tebrikler.