gün karası bir yüz taşır her tür fitne duygular kir pas içinde ki ellerle ne güzeldir havyar ruhlarından gelir ağızlarına dek salyalar ölü diri hiç fark etmez girince torbasına çil çil altınlar mıknatıs gibi çeker ekten de ayıklar önü ve arkası da dolu doludur vicdansız kişilerle istemde şeytanımsıdır bu gözler hepte kızıla çalarlar midem çok kötü bulanıyor nedense sıkılıyor kahpenin cenderesinde yüreğim hele hele ki düştükçe yere bir bir civanmertler
şöyle az karıştırınca geçmişin mahremini önüme hep vurdumduymazlık ve ihmal çıkıyor öldürsem de içimin burukluğunu yinede beni boğar tek tek ahmaklığın gölgesi kaplıyor tüm belleğimi biçareliğim hikmetsiz sert bir virajda bıraksam ha uçtu ha uçacak sonumuz mu eyvah ki eyvah tutu vermek istesem çürük çarık bir yeri tutulmuyor bir an bile nefes alamıyorum hedefimiz hepten olanaksız bir nişangah
hainlik ve satılık ruhlar dönmeleri bulmuş bölük pürçük olmamıza somutlaşmış ortadan koptu kopacak mı son çatırtıları duyuyorsunuz değil mi
hak ve hukuksuz oluşumlarla içimize tıkıştırılıyor mermi çekirdekleri fötr şapkalı sülükler hep içimizde türediler bu tam bir körlüğün ispatı yamandıkça çıkarlar tüm değerlerimizin üstüne üstüne yol ve izden koptu sinsi köpekler bir bir çıktı ortaya bu vatanı sömürenler kaybolup da gitti tüm hayaller ve o güzelim insanlıklar
tüm çıkar ve makamlardan ben vazgeçtim de boynumda ki ilmiği bir türlü çözemedim ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak sarıldıkça özgürlüğüme hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
-Son çatırtıları duyuyorsunuz değil mi? şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-Son çatırtıları duyuyorsunuz değil mi? şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
tüm çıkar ve makamlardan ben vazgeçtim de boynumda ki ilmiği bir türlü çözemedim ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak sarıldıkça özgürlüğüme hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da…
AZAP Hocam yüregine gönlüne saglik alkislarimi gönderiyorum.Tek kelime harika.Büyük bir haz ile okudum.Tam bu ortamlara uygun.Kalemin daim olsun.Sevgi,Saygi ve Selamlarimla.
Not: Bu usta kalemin önünde her zaman ceketimi iliklerim.
Gerçekleri anlatan okudukça ders veren çok özel ve güzel dizelerdi. Duyarlı yüreginize sağlık. Doğruları yazan kaleminiz Ve gönülden dökülen şiirleriniz daim olsun değerli Üstadım.
tüm çıkar ve makamlardan ben vazgeçtim de boynumda ki ilmiği bir türlü çözemedim ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak sarıldıkça özgürlüğüme hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da…
Yüreğinize kaleminize sağlık hocam ilhamınız bol olsun saygılarımı ve selamlarımı sunarım çok güzel bir eserdi yürek sesiniz daim olsun...
Ben,elini her defasinda hic tereddütsüz tasin altina koyan bu duyarli yüregi öpüyor ve saygiyla selamliyorum..Siir ne güzel anlatmis vatanimizin üzerine oynanan kahpe oyunlari,ve bu oyunda sinsi sinsi rol alan o piyon oyunculari..Aslinda cok sey söylenip yazilir ama...amasi var iste..!!Kutluyorum yürekten degerli üstadimi ve bu cok anlamli,duygu yüklü güzel siirini...Selam ve saygilarimla..
gün karası bir yüz taşır her tür fitne duygular kir pas içinde ki ellerle ne güzeldir havyar ruhlarından gelir ağızlarına dek salyalar ölü diri hiç fark etmez girince torbasına çil çil altınlar mıknatıs gibi çeker ekten de ayıklar önü ve arkası da dolu doludur vicdansız kişilerle istemde şeytanımsıdır bu gözler hepte kızıla çalarlar midem çok kötü bulanıyor nedense sıkılıyor kahpenin cenderesinde yüreğim hele hele ki düştükçe yere bir bir civanmertler
şöyle az karıştırınca geçmişin mahremini önüme hep vurdumduymazlık ve ihmal çıkıyor öldürsem de içimin burukluğunu yinede beni boğar tek tek ahmaklığın gölgesi kaplıyor tüm belleğimi biçareliğim hikmetsiz sert bir virajda bıraksam ha uçtu ha uçacak sonumuz mu eyvah ki eyvah tutu vermek istesem çürük çarık bir yeri tutulmuyor bir an bile nefes alamıyorum hedefimiz hepten olanaksız bir nişangah
hainlik ve satılık ruhlar dönmeleri bulmuş bölük pürçük olmamıza somutlaşmış ortadan koptu kopacak mı son çatırtıları duyuyorsunuz değil mi
hak ve hukuksuz oluşumlarla içimize tıkıştırılıyor mermi çekirdekleri fötr şapkalı sülükler hep içimizde türediler bu tam bir körlüğün ispatı yamandıkça çıkarlar tüm değerlerimizin üstüne üstüne yol ve izden koptu sinsi köpekler bir bir çıktı ortaya bu vatanı sömürenler kaybolup da gitti tüm hayaller ve o güzelim insanlıklar
tüm çıkar ve makamlardan ben vazgeçtim de boynumda ki ilmiği bir türlü çözemedim ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak sarıldıkça özgürlüğüme hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da…
Koca yürekli dostum.Durmadan yazıp çiziyoruz da yaş kemale erdi,bu işlerin halli ile ilgili elimizden hiç bir şey gelmiyor.İşte bu da beni kahrediyor.Umarım gelecek evlatlarımız için daha iyi olur.Şiirini okurken kahırlara gark oldum.Selamlarımla.
ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak sarıldıkça özgürlüğüme hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da… (01.02.2016) AZAP…
Saygıdeğer Üstadım siz zaten bizimde duygularımıza tercüman olan şiirler yazıyorsunuz bu sebeplen yine şiirinizle yorum katıyorum, katılıyorum emeğinizi saygıyla selamlıyorum kaleminiz daim olsun efendim.
gün karası bir yüz taşır her tür fitne duygular kir pas içinde ki ellerle ne güzeldir havyar ruhlarından gelir ağızlarına dek salyalar ölü diri hiç fark etmez girince torbasına çil çil altınlar mıknatıs gibi çeker ekten de ayıklar önü ve arkası da dolu doludur vicdansız kişilerle istemde şeytanımsıdır bu gözler hepte kızıla çalarlar midem çok kötü bulanıyor nedense sıkılıyor kahpenin cenderesinde yüreğim hele hele ki düştükçe yere bir bir civanmertler
şöyle az karıştırınca geçmişin mahremini önüme hep vurdumduymazlık ve ihmal çıkıyor öldürsem de içimin burukluğunu yinede beni boğar tek tek ahmaklığın gölgesi kaplıyor tüm belleğimi biçareliğim hikmetsiz sert bir virajda bıraksam ha uçtu ha uçacak sonumuz mu eyvah ki eyvah tutu vermek istesem çürük çarık bir yeri tutulmuyor bir an bile nefes alamıyorum hedefimiz hepten olanaksız bir nişangah
hainlik ve satılık ruhlar dönmeleri bulmuş bölük pürçük olmamıza somutlaşmış ortadan koptu kopacak mı son çatırtıları duyuyorsunuz değil mi
hak ve hukuksuz oluşumlarla içimize tıkıştırılıyor mermi çekirdekleri fötr şapkalı sülükler hep içimizde türediler bu tam bir körlüğün ispatı yamandıkça çıkarlar tüm değerlerimizin üstüne üstüne yol ve izden koptu sinsi köpekler bir bir çıktı ortaya bu vatanı sömürenler kaybolup da gitti tüm hayaller ve o güzelim insanlıklar
tüm çıkar ve makamlardan ben vazgeçtim de boynumda ki ilmiği bir türlü çözemedim ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak sarıldıkça özgürlüğüme hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da…
acaba necip fazıl bu satırları yazarken bugün ki ahvali mi resmetti önümüze...
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan. Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
Vallahi Kadri Bey,resimlere bakınca zaten şiirin ne demek istediği belli oluyor. Şair diyor ya;éÖz Vatanında Garipsin!" Hainler her yeri almış.Bize mekan mı kalmış? Ama uyandık artık.Ve yeter diyoruz!Bunu herkes duysun!..
boynumda ki ilmiği bir türlü çözemedim
ne zor şeymiş vatana bayrağa ve millete bağlı olmak
sarıldıkça özgürlüğüme
hep kurulu verdi önüme dar ağaçları da
bize yaşamak ve nefes almak bile suç oldu vatanımız da…
AZAP Hocam yüregine gönlüne saglik alkislarimi gönderiyorum.Tek kelime harika.Büyük bir haz ile okudum.Tam bu ortamlara uygun.Kalemin daim olsun.Sevgi,Saygi ve Selamlarimla.
Not: Bu usta kalemin önünde her zaman ceketimi iliklerim.