susma sorsusma umutlarının kararmasına uzak kolonilerden sessizce gelip giden kemikleri didikleyen leş yiyici akbabalara susma seni en zayıf en yaralı yerinden vuran muhteşem şatafatlı yalanlara kanma inanma her şeye inat yak parayı yık lüks yaşamı her bir düşün üstüne susma sor kendine bilmeden gittiğin yolun nereye gittiğini sorgusuz sualsiz konup göcenlere su yerine kan içenlere sor susma görünmeyen yolun sonu umutsuzluktur gidilirse sonsuza, toslar kalbin. aç gözünü sonsuzluk zülümdür acıdır eğilme ölümün üstüne |