Hohanyehe'nin Türküsüeski bir bellektendi, yürümek denizinde alışılmışı yaşamanın adı. kulaçsız fersahlar alıyordu sokaklar, anılarımın kavşaklarında. fakat neden sonra, bir ’yol vermek saygısı’nda dizildi boğazıma sözcükler. akıl öğün ediliyordu haznesi dolu soruların, soğuklar almış gövdesine. peki sorarım size hangi felsefenin ilkesiydi gülümsemek? pardon biliyordum; yoldaştı sorular ve boş cevaplar. peki o zaman, ritimsiz bir diz çöküş dinlenişinde bir heyulanın asude sesine yaslayın beni. ki tuşlarına uzak kalmayım, geleneksiz şemaların. çünkü bakarsınız, tersinir işlemez her zaman nar suyunda kapı aralığı konuşmalarım. çünkü bakarsınız, bir ütü kavrayışında düz ederim korkulukları. çocukluğuma saplanmış yeni yaşları üflediğimle kalır sancılarım. yine de aman sakın; değişmek sızmasın boşluklarından, yaşamak denen anlamsızlığın. |