UZUN YOLDAN GELDİM GİREBİLİRMİYİM
Beş Satırla
Annelerin ninnilerinden spikerin okuduğu habere kadar, yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı, anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık, anlamak gideni ve gelmekte olanı. Nazım Hikmet RAN-1946 Nice okyanuslar aştım ne fırtınalarla boğuştum Pek çok ülke gördüm Kanatlarıma sayısız hikayeler yükledim Yüreğimde ne sırlar gizledim Hepsi insana dairdi Yani sizlere.. Ve hepsi taşıyamayacağım kadar ağırlaştı İnanılmayacak kadar gerçekti lakin Ve içimde barınamayacak kadar zehirli atıklardı.. Oysa Biz Martılar.. Tüm edebiyatçıların şiirsel esin kaynağı beyaz duvaklı düşsel sevgili Muhteşem aşkların gizli tanığı Yarım kalan sevdaların söylenmemiş son sözleri Güvertede eli simitli çocuğun yaşam sevinci Engin denizlerin cesur romantik kaptanlarının en sadık yoldaşı Kapanmayan yaraların gök kubbeye yükselen çığlıkları.. Doğru söyleyenlerin memleketlerinden kovulduklarını biliyorum Ve bu nedenle beni bile başta sizlerin çok sevimsiz bulacağınızdan eminim Bu yüzdendir ortalarda pek görünür olmayışımız zaten Şunu da bilmenizi iterim ki söylemek istediklerimin hiç olmasa bir kısmını söylemeden kanat çırpmayacağım uzak diyarlara.. Güneşin doğuşunu batışını yıldızları çiçekleri böcekleri gönül masallarını süslü püslü iç açıcı sözler etmeyi her insan biliyor ve seviyor Alkış da alıyor bu hoş görülü sevecen sözlerin masalından dolayı uyumayı yeğleyen masalcılar tarafından İş odur ki Gerçekleri görebilmek sezinleyip algılayabilmek ve dile getirebilmektir. Bu da öncelikle insan olmayı ve sonrasında cesaret akıl ve ahlak sahibi olmayı gerektirir Martı deyip geçme her zamanki at gözlüğünün aralığından bakıp da.. Soruyorum bunca gün görmüş geçirmişliğimle ben de Ey insanoğlu Sen bu denli nasıl çirkinleştin her halinle bu kadar İnsanlıktan nasıl çıktın göz göre göre Ağzından çıkanlara kulağın nasıl sağır oldu Dilin kemiği olmasa da bir rakkasenin kıvraklığını Nasıl becerebiliyor dilin böyle Bir cümle içine bin yalanı nasıl sığdırabiliyorsun söyle Gerçekten en nadide önemli ve değerli insanları Vakur saygın onurlu kalemleri önce yüceltip Sonra karalama zavallılığını nasıl şiar ediniyorsun kendine Fevkalade amatörce yazılmış karalamaları Göklere çıkarıp payeler veriyorsun kendince öylesine Üstelik yarım asra yaklaşan kocaman insanlara Bir insanı haksız ve gereksiz yere yermek ne kadar suç ve etik olmayan bir eylemse Yine hak etmeyen bir insanı övgülere boğmak da bir o kadar yanlış ve o kimseye zar verecek bir tavırdır İnsanlar hatalarını kusurlarını bilecekler ki onarma yolunu bulabilsinler Ayrıca insanı mahveden yenemediği egosu ve bu tür sözlere kanıp kibir seline kapılmasıdır Seni övüyorum dostum çünkü ben de senden karşılığını bekliyorum! Her ne nedenle olursa olsun tenekeyi altına dönüştürmeye çalışmak boşuna bir çaba ve sağlıksız bir psikolojiye delalettir Benden bu kadar Martı dostları Açık bıraktığınız pencerenizden içeriye süzülebilirim bir gün belki Kim bilir.. *** Koskoca Genel Kurmay Başkanı Alevilerin Müslüman olmadıklarını söyleyip cenaze törenine gitmeyi ret etmiş! Bir günde beş şehit haberini bile toplum olağan karşıladı! Ayda 537 tl yetim maaşı alan bir emekli sandığı mensubunun bu maaşından Suriyeli aziz dostlarımıza ayda 80 tl yardım yapılıyor! “Avrupa Birliği ülkelerinde yasaklanan hayvan deneylerinin yapılması için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Sarıyer’de hayvan yakma odalarının yer aldığı bir merkez yaptı!” Zamlar ateş gibi yağıyor ellerde milyarlık telefonlar her yer tıklım tıklım dolu Herkes mutlu ve yarınlara güvenle bakıyor! Benden de bu kadar Sevgili Martı.. |
ACİZANE SANKİ DÜZ YAZI OLSAYDI DAHA MI GÜZEL OLURDU...
İÇİM AĞLIYOR VE İÇİM AĞLIYOR...NE DİYEYİM SİZE ŞİMDİ SİZ SÖYLEYİN BEN DE KELİMELER KİFAYETSİZ BU GECE...YÜREĞİN DERT GÖRMESİN...SEVGİLER...