Sanıyorsun ki aşk diye bir şey yok
Sence aşk daaa bir âşık da sanki bok
Ne sevmiştim seni oysa, aaah ne çok
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Demek sevmedin sen, sevilmedin hiç
O zaman boş hayat ye boş sevgi iç
Kalp vururken adını nesiç nesiç
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Okuyorsun aşk şarkısı, duymadan
“Aşkın ile”(*) deyip yine uymadan
Hiç bir kalbi delip – melip oymadan
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Yok dediğin aşk değil, kafa yapın
Çık beynimden dışarı, işte kapın
Maddeci ol da gördüğüne tapın
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Sence gönül ya Kilise ya Havra
Ama hayır! Bu düşüncen palavra
Aşk ezelî, hele düşün bir kavra
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Elbet “Ah aşk vah aşk” derim, ederim
El’de olmandır, bil bu kederim
Ahmet Rasim(**) gibi berbâd hederim
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Demek “aşk elde edememek o’nu”
Nasıl dersin, söylersin, nasıl bunu?
Sende buldum! “Allah’a aşk” be konu”
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

Masal değil aşk dediğin gerçektir
Hem inanma hem onu bana çektir
Hesabı Allah görüp edecektir
Al şunu, al! Bu bana attığın ok.

24.09.2015

(*) “Aşkın ile ey nev civan
Yanmaktayım daim heman”
Kemanî Reşat Erer/Nihavend

(**) Ahmet Rasim de bir Paşa kızına âşık olur
ama vermezler, yani bir anlamda elde edemez.
(Ne demekse bu) Bunun üzerine güfteler (şiirler)
besteler (şarkılar) gırla gider üstâddan
Yangınını san’ata döker, dönüştürür.

(***) Bir TV kanalı röportajında bir tanıdık yüz,
sorulan soruya “Aşk diye bir şey yoktur, alırsa eş
olur alamazsa aşk olur” gibi bir şey söylemiş deee
ya benden haberi yok ya da Dürdâne hocamdan…