Ben Gitmeden Uyanma
kıyamadım masumiyetinle uyurken,
hatıraları almaya böyle gitmem, affedilir gibi değil! biliyorum... oda birden yabancılaşt, hissedilen bir tek ayrılık kokusu: yanından kalan ben değilmişim gibi kollarında bıraktığım boşluğa bakıyorum, bitti dediğimde ıslanan kirpiklerinse hala nemli onları silerken bıraktığım dokunuşumsa yerli yerinde... ev mi ağırlaştı yoksa ben mi hafifleştim bilmiyorum! yine de ayaklarım kalmak için direniyor, gecenin kalıntılarıysa gerçeği uzatıyor önüme... kapının pervazına dayanıp bir rüyayı, yani seni izliyorum! günün aydınlığı aynayı parlatıyor; değişmeyen sesler pecereden sızmaya başladı bile karanlıkta görünmeyenler bütün çıplaklığıyla ortada... acelem varmışcasına içime yetişememe korkusu düştü; sabahın yedisinde dün kendimin bu gün bir başkasına ait odayı bile bu yüzden darmadağınık bıraktım: bir tek geldiğim ceketi alıp neşeyle geldiğim kalbinden, yas içinde gidiyorum... hayret! nasıl dayılların ağırlığını taşıyor hayalet olmaya başlamış bu beden; yoksa öldümde yaşıyorum mu sanıyorum! yazılmayan son satırda, son öpücüğü de alnına bıraktım ıslaklığını uyanınca silersin... yaptığım affedilir gibi değil biliyorum! ayak seslerim gele de sus, sakın kapıyı kapamadan uyanma esaretim! bu filmi başa almak için makinist olmak gerek ya da kaderci... geçen günleri tatlı bir sarhoşlukla ruhuma taşıdığım yeterli: ses çıkarma sakın, firar ediyorum geldiğim gönül sarayından ilknur köknar (sokak kaçkını) |