Kıyamet
Sur borusunu çaldı İsrafil
Yer gök sallantıda Pamuk ipliklerinin bi ucu doğuda bi ucu batıda Şerri bela rabbi kaza hayatlarda bi sükut Tenlerde bir ürperti diken diken… Devrilen günler yıkık dökük İpini koparmış vaveylalar sokaklarda Ve her sokak boğuldu kendi karanlığında Ortada kızıl denizler Har alevler… Ortada yığın yığın kara kaplı defterler Kan kokusu her köşede Mahşeri kalabalıklar yığın yığın kapılarda Kapılarda geç kalınmış pişmanlıklar Sırtlarda bin bir kurşun ;isimsiz ve sahipsiz Suratlarında meymenet kalmamış siluetler Sağır eden uğultular salıyor ortalığa Her yanda bir can acısı Can sızısı Hükmedilmiş zevaller Ödetilen veballer… Duymuyorum Sağırım ben Körüm Lalım Tutuldu nutkum Sadece görünüyorum Taş kesildim Buz kesildim Hissetmiyorum Zamanın ertelenmeye vakti yok Kararı karar Taş taş üstünde bırakmaya niyeti yok |