SORARIMElimde sazımla düştüm yollara Köye, kasabaya, ile sorarım Yaratılmış olan nice kullara Yardan haber var mı, hele sorarım Geçer dere, tepe ovaya iner Gerekirse ata, eşeğe biner Yorgunluğum ancak bulunca diner Çıkıp yüce dağa, bele sorarım Oturup bir yerde planlar kurup Bulurum diyerek dolaşıp durup Zil çalıp, bazen de kapıya vurup Bitirdim dostları, ele sorarım Gök yüzünde uçup giden kuşlara Mezarda dikili mermer taşlara Gözlerden süzülüp akan yaşlara Seher vakti esen yele sorarım Her sözü söyleyip kalbim kırsalar Ellerime kelepçeler vursalar Yerini sorunca sessiz dursalar Girer ıssız bağa güle sorarım Yanar yürek düştü bir kere nara Kapanmaz bu kalpte açılan yara Çaresiz kalsam da düşsem de dara Çağlayarak akan sele sorarım Günaydın’ım söyler çekerim çile Kağıt kalem alsam getirsem dile Kendisinden haber almasam bile Mektuplar kesilse tele sorarım Ferhat GÜNAYDIN Emekli Öğretmen - Giresun 01 Ocak 2016 |
Haz ile okudum.
Sıhhat ve huzur diliyorum.