aylardan nisan
boş geçen bir hayatın üstünden
tam yirmi altı yıl geçti yaşamışız öle böle derken bunca sene karşılaştığımız onca güzel şeyin yanında gölgesinde kalan bir yığın yıkıntı ve bir nisan ayının ikinci haftası günlerdense cumartesi akşama çalan bir an gök yüzü kızıl bir yaz edasında tanıdım seni nisanla gelen yazın mutluluğu gibiydin içimde doğayla aynı anda açan kayısı ağaçlarının çiçekleri sen diye müjdeliyordu aşkı gör diyordu gönlüme o senin çiçeklerin kayısı ağacı sana açtı meyvası senin hadi uzan uzan da tut dalından ayrılma ayrılma kapansada tomurcukları/ içinde bükül çiçeğine saklan kokusunda beslen bir daki nisanlara eriş tutundum bugun olanadek bir an bile bırakmadan ama bazen aşk acıdır çiçek kurudur bazen saklayamazsın ufalanıverir avuçlarında sayfalar dan dökülüverir kuru bir gül yaprağı gibi şimdi yaşarken ben, nisanları atlayan seneleri yaşıyorum ve içimde bir buruk mısra ile nerde bir kayısı ağacı görsem kaçıyorum Uçuk......... |
Saygilarimla Elif leyin....