MEDİNE'DE
MEDİNE’DE (Mescidi Nebevide)
Günler ne çabuk geçti bir ay doldu Mekke’de Veda tavafındayız, ayrılık var kaderde Boyun bükük kalp mahzun, yürekler yaslı şimdi El sallarken Kabe’ye, tüm gözler yaşlı idi Mekke’ye girişimiz, bir akşam üzeriydi Ayrılık saatı da aynı ana denk geldi Oysa bizler memnunduk, hem Sen’den hem Beytinden Hep Sen’i andık Rabbim, ayırma cennetinden Ayrılık acısıyla kıvranırken ruhumuz Ensar yurdu Medine, şimdi tek umudumuz Resulullah özlemi ateş olmuş sinede Bu yangının ateşi, söner mi Medine’de Salavat-ı şerifler su olsu bu yangına Binler ihlas okundu ve binlerce fatiha İşte Medine şehri, Resulullah yurdu Kalpler duracak gibi sineler kaynıyordu Gözlerimiz aradı Mescid-i Nebeviyi Dünya gözüyle gördük sanki o an Nebi’yi Selatu selam sana, ey Rasul-u Kibriya Binlerce selam sana ya Nebiyyil Mürteza Selam ve salat sana, aline, ashabına İzin ver ki ey Habib, yaklaşayım yanına Gül kokusu hissetsin bu günahkar bedenim Ümmetim desen yeter, canımdan vazgeçerim Huzuru maneviye girerken tazim gerek Gönüllere kazınmış ismini söyleyerek Dua dua hıçkırık,şefaat istiyoruz Ey kalplerin tabibi, bize imdat diyoruz Vesile kılıyoruz, dostun Ebubekir’i Araya koyuyoruz Hattapoğlu Ömer’i Diyoruz ki Ey Resul, bu dostlar hatırına Bize bir nazar lütfet, varalım makamına Sen şefaat etmezsen, halimiz nice olur Bu mücrim kıyamette yolunu nasıl bulur Hangi yüzle varırız, Halık’ın huzuruna Bu bizdendir; demezsen, bırakmazlar yanına Sen ki ya Resulullah; ümmeti diyeceksin Huzur-u İlahi’de bizi görmeyecesin İnanamam ben buna, ey Şefial Müznibin Herkesi kuşatacak, senin o engin sevgin Mescid-i Nebevi’de hep bu türden yalvarış Gözlerse dolu dolu ve yürekten ağlayış Namazlar kılınırken şu cennet bahçesinde Huzuru görüyorsun,ümmetin çehresinde. Mihrabına yüz sürdük kokusu sindi diye, Minberi selamladık belki hutbede diye, Mihrap mahzun, hüzünlü minberin boynu bükük Belli üzmüş onları, bu uzunca ayrılık Diller suskun, yürekler konuşuyor burada Boş konuşma olur mu, Ruh-u Nebi Ravza’da Edep gerek mescidin manevi havasına Böyle varılmak gerek kainat sultanına Veda zamanı geldi bu mübarek Yere’de Yüz binler hıçkırıyor her kafile bir yerde Yasinler, fatihalar, tilavet-i Kur’anlar Anlatılmaz bir hal bu, bunu yaşayan anlar Vedalar hep böyledir konuşur kalpler gözler Bir daha buluşmaya, verilir kesin sözler Tüm eller göğüslerde, saygı ile dönülür Buruk bir vedadır bu, bu ayrılık günüdür Kalbe yer etmiştir aşk; Maşuk’tan ayrılırken Hasret günleri başlar, vatana dönülürken Ya Rabbi; hem sevgini hemi de Sevgili’ni Kalbimize yerleştir, nasip et cennetini AMİİİN 15.02.2008 |