GELSİN KIYAMETİM
Diyelim ki yaklaştı kıyametimiz,
neyi değiştirebiliriz ruhumuzda ? var mıydı garantimiz bir gülüş molasına gönül denizinde bir sevda dalgasına kapılmaya ? ... yakıcı güneş çatlatmış olsa da dudakları, yüzünü gizlerdi sanki bizden ; özlenen güzellikte her ne varsa… Perişan kalmış olsa da uykularımız, asıl kıyamet; arayıp soranının olmaması ve yalnız köşende çaresizce, o son günü beklemek değil midir? yarımsam ben böyle canım her an dişimde yine de alamıyorsam onu hayatın dar ellerinden, bir gün kuvvetim tükenmez midir ? Mahkumsam geceler boyu; hasretin her çeşit urganıyla bağlıysa ellerim ve ayaklarım işte o zaman; meçhul süvarilerce baskına uğrayan kafesteki yüreğimi ayaz bir hüzün yakmıştır bataklığına çekmiştir elemler yeniden beni … Ve ey kafa karıştıran iki yüzlü hüzün ! belli değildir yine geldiğin yerler görüyorum ki, gitmeye de meyilli değilsin, bilinmezdir o aç gözünün bizimle bitmeyen, hesabinin nedeni; varlığınla taşsin dökülsün bu yürekte coşan her ne varsa, olmasa da avucunu açıp dolduran omzumdan bu ağır yükümü alan ... Ve ey zaman !!! nefes aldıkça cennetinde ne cehennemler yaşadım, cerrah istemiyor artık sifasızdır yaralarım hiç fark etmez benim için; gecikmesin; varsın gelsin kıyametim. Nuran KARACA49 27.12.2015 |