KENDİMLE KONUŞMALAR...
Nasıl da uzağız şimdi birbirimize,
Olamazdık değil mi seninle? Olmamasına razıydım da, Oluyormuş gibi olmasaydı keşke. Sana bir şeyler söyledim her seferinde, İçimi yırtarak, Acılarımı çoğaltarak, Azımı çoğa katarak, Yaralarımı tekrar tekrar kanatarak... Sen de bana bir şeyler söyle. Sen,bana benim duyabileceğim şeyler söyle. Söyle! Senin söyleyip de benim duyamayacağım şey ne sence? Bir düşünsene. Gökyüzünü istedim ben, İstedim ki mavisini içime çekmek, Tek tek sevmek... Ben böyleyimdir işte. Böyle gelmiş,böyle de gidecek... Keşke sesim değil sözlerim ulaşsaydı sana. Belki o zaman kat edebilirdik seninle şu sevda denen yolda. Çünkü önemli olan sesler değildir, Yağmurlardır çiçekleri büyüten.gök gürültüsü değil... Umutsuz ya da korkak sanma şimdi beni. Umut ettikçe her gün daha fazla kaybediyorum sanki seni. Seni beklemek yine,bir boşluğa bakar gibi, Sanki seni hala daha sevmeye devam eder gibi. Anlamıyorsun değil mi? Bunları neden dile getirdiğimi, Veya ne kadar daha dile getireceğimi? Geçmişim... Seni her gün biraz daha kaybediyorum. Olmayacak duaya amin diyorum. Söylesene... Geçmiş denen şey geçermiydi sence? Zaman ne değerli şeydir bende, Rabbimizin bize ikramıdır neticede. Onu seninle israf etmek her seferinde, Çekilmesi en zor işkence,ne bitmez çileymiş be! Sen dört harflik bir çukursun sanki, Gece... Hiç düşünmeden atladım içine... Neyse boşver şimdi seni,beni,bizi... Konuşmaya başladım yine kendi kendime... Eda Erdoğan. |