Biz şimdi hangi cümlenin bitimi olduk?Susmaların kırıntıları var boğazımızda, konuşsak batıyor sussak kanatıyor. Dil yüreklere laf geçirmez akıl dilden geri kalmaz. Yani sussak da gidiyor gidenler konuşsak da kalmıyor gitmek isteyenler. Bir bitişe ne çok meraklıymış adımların. Hiç umurun değilmiş yaşadıkların. Bir son oluşa meydan okumak isterken yüreğim, bu yaptığınla kalıyor maalesef her şeyim. Ve ben en çok istediğimle imtihan olurken, sen uzaktan uzağa kayboluşa sürükledin ikimizi. Ya kabullenip gidecektik ikimizden ya da sustuklarımızın acısıyla yaşayacaktık bir ömür. Hoş gitmeyi sen seçtin kırıntıları yaşamayı ben. Aslında bir fark olması gerekti birbirimizden. Ne bileyim belki olurda birbirimizi çekeriz farklı kutuplar misali. Ben çok seven oldum ama terk edildim, sen sevmeyen oldun ama terk ettin. Var aslında birbirimizden farkımız kalan ben giden sen gibi. Şimdi susmaya devam mı edelim? Kaderdir deyip vaz mı geçelim? Tüm vazgeçişleri cebimize katıp birbirimizden mi gidelim? Sahi olmayan neydi? Neyi olduramadık hayatımıza? Sev dedin, en temizinden sevdim. Hiç bırakma beni sakın gitme dedin, bir ömür pahası seni sevdim, senin kaldım. Anlaşılan yetmedi ne sevgim ne de direnmelerim. Bir yok oluşa mahkûmsa eğer bir şeylerimiz buna ne sen ne de ben engel olamayız. Sayamadığım kaç kere söyledim; gel bu aşk bitmeyi değil, meydan okumayı hak ediyor diye. Dilim mi yetersiz kaldı yoksa senin mi gitmeye hevesin vardı? Doğru ya, bir aşk bir tarafın ‘’kal’’, bir tarafın hoşça kal demesiyle bitermiş. Biz şimdi hangi cümlenin bitimi olduk? Hangi şiirin dışta kalan satırı olduk? Söylesene hangi gecenin tek yıldızı ve hangi gündüzün siyah güneşi olduk? Hatırda kalma zamanı gelmiş aslında birçok şeyin. Geriye atıp birbirimizden eksik yol alma zamanı gelmiş çok önce. Ve madem bir bitişin kurbanı olduk ikimiz, bari bir hatır olsun geçmişimiz. Hani giderken yıkma bazı şeyleri diye söylüyorum. Olmaması gereken bir şey varsa madem olmayacak, ama olanı da alıp gitme derim. Bitmesin demiyorum her şey; bitebilir, geriye bakmadan gidilebilir. Ama hatır diyorum orada bir şeyler bırak derim. Hani gelecek geçmişi hatırlasın, ne bileyim dalıp gidince gözler ufak gülüşler bıraksın. Yani kısacası güzel insan; giderken bırak bir şeyleri, hani ille de bitirmek gerekmiyor her şeyi. Ve geçmişi güzelleştirecek, bizi yan yana olmadan da yan yana getirecek anılar bırak derim. Hani biten bir aşkı imha etme isterim; hatırı işgal ederken yaşadıklarımız kanatmasın yüreğimizi isterim. Ve konuştuklarımız kanatmasın bizi, yeni umutlara dua olsun isterim. Bir bitişe mahkûm kılınmışsa bir şeyler fayda etmez bilirim yazılıp çizilenler. Madem yok olacak olmaz dediğimiz birçok şey, o halde bir gülüş gölgesinde bırakalım biz her şeyi. Hani hatırlandıkça ağlamaları değil gülücükleri biriktirsin göğsümüzde. Son yolumun son durağı yolun açık olsun benden yana. Ben hep sana yol alacağım her ne kadar sen başkasına alsan da. Sen başka yolun yolcusu ben senin yolun. Yollarımızın bir gün kesişmesi dileğiyle, hoşça kal... |