Uğrarsan selam söyleFısıltılar geliyor kulağıma bahçemden Dün akşamdan beri açık kalmış penceremden Bir ses kırılgan naif unuttun aşkım diyor Acılı bir feryat yükselirken hançeremden Ben de unuttum artık sensiz mutlu olmayı Sanırım ağlıyordu bu muydu senin aşkın Hava bulut buluttu yağmur da yağıyordu Oysa yaşam vadediyor Bodrum sabahları Uykudan uyanınca ilk işim yazmak oldu Onu ve ona olan bu imkansız aşkımı Açık pencerelerimden oksijen doluyordu Sanırım ağlıyordu bu mu aşkın diyordu Daha dolmadı canım aşkımızın vadesi Bir sürprizim var sana bu yılbaşı gecesi Kısa aralıklarla hafiften gelen sesi Piyanoyla çalınan eski bir şarkı gibi Bir yandan bir gül gibi yavaş yavaş açmakta Koca bir gün geçti de şimdi akşam olmakta Hayat kollarıyla sarıyor ahtapot gibi Sorsam derdi nedir denizle bu Martı’ların Çığrışıp duruyorlar alçaklardan uçarken Sırtımı dönüp güzelliklere bedbin lakayt Avare sensin benim mavi Martı’ım diyorum Balıklar bir de martı’lar fikrimi çeliyor Bu bulutlu sisli gün akşama inceliyor Bak şimdi yağmur sesi adını heceliyor Sanırım ağlıyordu inanmadı sözüme Sanırım ağlıyordu Yüksel Nimet Apel |
Merhaba,
Şiirin o ince yanı sıcak tadı baştan sona sarmış dizeleri! Bu,
okurun arayıp da bulamadığı bir şey !
Teşekkür ederim saygılar.