Kamburu çıkmış Dünya'nın...Kamburu çıkmış Dünya’nın Binmiş sırtına gülyabaniler Gülüyor pis pis sırıtarak Sırtlanlar gibi sevimsiz yaratıklar Gökyüzü Bethoven’den Kesik bir senfoni dinliyor yıldızlarla Depreme uğramış fay hatları şimdi zaman Zaman, Anka kuşunun deli kanatlarında Zaman, son deminde Eylül misali Yapraklarını dökmeye namzet Yakışıklı bir delikanlı pozlarında Çocuklar geçiyor varoşlardan Ellerinde oyuncak teneke Teneke deyip de geçmeyin Onlar canlı konserin en pahalı enstrünmanları En pahalısı hayat aslında "Aslı yok yaylasında beş yüz koyun otlattım" Türküsüyle bir Kral şimdi o çoban Çoban olmak var şimdi Anadolu’nun yaylalarında Çaresizliklerin yağmalandığı Hasan efendinin yağlı böreğidir umutlar Umutsuzluk şehrinin unutulmuş insanları Merhaba ey olmayan insanlık Şapkasının altındaymış Hokkabaz sihirbazın marifetleri Marifet değil arık dostlar iltifata mahsus Gecenin gözleri dünden Gündüzün karanlıkları benden sorulur Benden sorulur deli fişeklerin Patlamadan intiharları Göz mesafesinden söz mesafisine Gel mesafesinden git mesafesine Bir izdivaçtır acıların koynumda depreşmesi Yol uzun, yol çetin Acıların dansı var ayak izlerinde Göğsümüzde sevdaların yaralı derinliği Gönlümüzde, yılların eskitemediği Yalnızlıklar var dağ dağ dizilmiş Ya şimdi gel gönlümün sevda hanesine Ya git istemezsen abone ol Agop’un, tahta kulübeden meyhanesine Beklediğin selamı vermeyecek bu el Yıkacak seni er ya da geç Aşkıma koyduğun O kara engel... Oktay ZERRİN- Bafra 07-12-2015- 03.30 |
Emeğinize güzel yüreğinize sağlık hocam kutluyorum güzel şiirinizi. Selam ve Saygılarımla.