Kederli Radyo sunar...
Tarifeli seyahat
İtişip, kakışmanın anlamı ne habire? Hem telaşa ne gerek; menzil, hep aynı yere! Daha ucuzu olmaz, kalabildiğince kal, Tarifeli seyahat, hem beleşe kabire! Kederli/Almanya, 08.07.2009 ..................................................................... Kederli Radyo sunar Bugünkü konuğumuz: Nasreddin El Beynel-Minel Allem-Gullem Bin Halif-Hoca-Omar Nasreddin, kısaca; Nasreddinoğlu Nasreddin Sunucu: Lambada Ayıbettin-Gayıbettin .................................... -Hocam hoşgeldiniz! Hav ar yu? -Bırak şimdi, havyarı mavyarı! Kapınız da amma alçakmış, benim eşeğin boyu için hesapladınız herhalde, enseme çakıldı kapını üst kesesi, şey kasası. Bak, kelleyi bile yemeye başladım. Ha; kelle paça var mıydı, taaa ahretten kalktık geldik hatırınıza... -Ne demek Hocam, sizin için etlerin en tazesi, en şahanesi, en bitanesini getirdik. -İyi bari, götürmeyin de, getirin, zararı yok. Ben de köşke falan gönderdiniz zannetmiştim. -Yok Hocam; siz, zan etmeyin, bize güvenin! -Doğrusun evladım, zan olursa zanlı da olur yani, san olursa şanlı olduğu gibi, sanı olursa, sanık... Az yamulttum, ama İngilizceyi de hep öyle yaparım zaten, kafiye uydurlamak hoş oluyor.... -Hocam, maşallah, iyi uyudurlama yapıyorsunuz, bakıyorum da..! -Uyudurumuma bakma! Göremezsin, Mart’ta şimdi.. -Hocam, onun doğrusu‘’uydu’’. Yani doğrusu; ‘’uyduma bakma’’ demeniz lazım. Bir de sanırım, Mart değil Mars’ı zikretmek istediniz galiba.. - Lets go, diyelim senin dediğin olsun hadi! -Ohhhhhhh, Hocam! İnglizceniz de kıyak mı kıyak, benden de iyisiniz... -Tabii kıyak olur, sana uğramadan önce van münüt Davos’daydım, yetti, yuttum İngilizceyi.. -Hocam, o zaman sizi şöyle başköşeye alsak; siz, ne de olsa VİP sayılırsınız! -Beni İP mi saydın şimdi, yazıklar olsun sana! Kazıklar olsun, bahçeyin çitine..! -Olsun Hocam olsun! -Ben gelirken, yani anlayacağın havada, kuş uçuşu, ben havada yaşıyorum ya artık... Amarika’nın yakınında Kupa’ydı diil mi, orası bir cami, mescit gibi birşey gördüm, harap mıydı serap mıydı, çıkaramadım... -Küba Hocam, Küba orası! Camiyi de biz yaptık, yapıyoruz yani, yapacağız daha doğrusu, yaparız inşallah, yapsak da olur maşallah..... -Oooo, desene; moruk Fidel Castro imama geldi dünyaya veda etmeden, namaza mı başladı? -İmama mı, yoksa imana mı geldi, orasını bilmiyorum Hocam... -Zararı yok, Obama giderken, o obamdan geçer, babama uğrar, sorarırım, babam obamda ya..! -O babama değil Hocam.... -Başka baban da mı var? -Yok Hocam........ -Yok mu? Babasız mı doğdun? Seni gidi mucize çocuk. Senin anan kesinlikle Meryem anadır. -Yok Hocam şey.......... -Neeeee, anasız da mı doğdun? İşi iyice azıttın ha! Gökten zembille geldin o zaman! Biz niye karşılaşmadık havada!? -Hayır Hocam hayır, öyle olmaz..... -Neeee, siz de öğle olmaz mı? Eyvah! Desene; namazı, ahrette bile kazaya bırakacağım...! Yarabbi sen affet; bizimkilerde, namaz vakitlerinin öğlesi yokmuş artık! Brrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr -Bu acaip ses ne evladım? Kulaklarımın zarı patlayacak nerdeyse... -Helikopter Hocam, imamlar, hacılar, hocalar Cumaya geliyor! -Hani az önce öğle yok demiştin..!? -Var Hocam var, her vakit var bizde, siz yanlış anladınız... -Öyle deyiversene... Ama şimdi acıdım şimdi sana, helikopter sesinden hiç rahat edemiyorsundur, kesin!? -Doğru Hocam doğru, tam onüç senedir nerdeyse..! -O zaman, bu sabırla sen, doğrudan cennetliksin! Teyyareli seccaden de var mı bari? -Yok Hocam, ben şimdilik satın almadım, çünkü; yakında AirCennet seyahatı başlayacak dendi. Onu bekliyorum. -Ne yapacaksın onunla? -Cennete ancak bu yoldan doğrudan ve hızlı gidebilirim Hocam! Yoksa o kadar yol nasıl alınır..!? -Doğrusun evladım, zaman değişti . Bak, ben merkeple yola çıktım, gel de bana sor o yolun zorluğunu. Allah bilir; daha ne kadar sürer sırata ulaşmam..!? Pekii paran var mı AirCennet seyahatı için? -Şimdilik para biriktirmekle uğraşıyorum Hocam, biraz biriktirdim. -Nerde, kutuda mı? Yakının da Kuran olmasaydı bari, günahtır. Para-pul Kuran’la yan-yana asla bağdaşmaz! -Yok Hocam, sayma makinasının içinde bekletiyorum zaten.. -İyi iyi..öyle de bari.... ..... Brrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr! ......... Sevgili dinleyiciler, helikopter sesinden dolayı yayını burada kesmek zorundayız, özür dileriz...... Durumlar düzeldiğinde, yayınımız kaldığı yerden devam edecek, bizden ayrılmayın! .............. Şimdi reklamlar... .............. Duyduk duymadık demeyin! Milad takvimi sonu indirimli satışları başlamıştır! Tesbihler, takunyalar, seccadeler, takkeler....% 99’a varan indirimler sadece bizde....! Ve size mucize bir teklif daha: AirCennet Havan Yolları takdim eder! Aktarmasız, direkt uçuşlar pek yakında sadece bizim işletmemizde! Sakın kaçırmayın! Kaçıranları gördünüz... Nerdeler?...Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde..! ........ Karapara, pardon -gerçi hiç farketmez de-, kapora yatıran herkes, kota ve kura uygulamasına tabii olmadan, doğrudan cennete ancak bizimle uçabilecektir! Ayrıca ödemelerinizde, Dolar, Dolmaz, Rubel, Nobel, Avro, Mavra, Palavra, Yen, Yem gibi dövizlerle havale yapma kolaylığı sağlıyoruz! ............ Geç kalmadan arayın! Hattımız şimdi hemen size açılacak! Sadece size..! Arayan ilk 110 kişiye % 10 bilet indirimi uyguluyoruz. Gerisi şimdilik hava alacak! ‘’Numaralarımız’’: sıfır sıfır, yani; çift sıfır; 00, fısır fosur, otur, osur, hasır, gıvır, zıvır, hazır seç, sıç, kalk, yat, uyu.... Hemen arayın, bu fırsat kaçmaz: Kaçarsa bir daha gelmez! Hemen bizi arayın! .................................................................................................................................. Düt düt düüüüüüt! Düt düt düüüüüüt! Düt düt düüüüüüt! Düt düt düüüüüüt! Düt düt düüüüüüt! |
Gönlün abat olsun
Kutladım yürekten
SAĞLICAKLA KAL