Lütfen bu şiirimi okuyun!
Dostlar,
Bu yazdıklarımın, -kesinlikle- hiçbir insanı kişisel hedef almadığını, sâdece site kapsamında genel bir beklenti bildirisinden ibaret olduğunu, bilmenizi istiyorum. Ben, -bunu övgü beklentisiyle demiyorum- yaratılıştan insanı ve tüm güzelliklerli seven, mesleğinde bile sırf insan ruhuna yönelik çalışmış ve çalışmakta olan bir insanım. Sizlerden ricam; sırf hatırım için yazdıklarıma yorum yazmayın lütfen. Bilhassa; şahsıma, övgü dolu kelimelerden sakının; lütfen, lütfen! Bunun yerine Mevlâ’yı övün, çünkü; yazdıran da O, okutan da O! Şahsıma karşı, olumlu veya olumsuz söyleyecekleriniz varsa, mesaj kutum herkese her zaman açık. Yazacaklarınız, başım-gözüm üstüne. Her türlü eleştiriye ve yermeye de gerek sayfamda alenen gerekse mesaj kutusu üzerinden açığım; hiçbirinden hiçbirzaman alınmayacağımı da peşinen belirtirim. Ben, her anlamlı şiir ve yazıya gözatan, insan ve insanlık için yararlı olanını dikkatle okuyan, kendim için ipuçları arayan, sâdece ve sâdece; haketmişse yorum yazmak isteyen birisiyim. Bana yorum yazıldı, diye cevap yazmaktan hicâb’eden bir site üyesiyim. Sitede şiir ve makale yazmakta, tek bir dileğim vardır; o da, yazdıklarımın ’sadece okunmasıdır’. Yazdıklarımın içeriği ile, neyi yapıp yapmayacağınız, sâdece ve sâdece sizin özgür irâdenize kalmıştır. Önemli olan; kişiler değil, kişilikler ve ürünleridir; ben değil sadece yazdıklarımdır, yaptıklarımdır! Yazdıklarımın asıl kaynağı sizlersiniz, bunu da unutmayın. Bana ne verebiliyorsanız, en iyi şekliyle size geri iâde edeceğimden emin olabilirsiniz. Yazdıklarıma katkısı olacaksa, dilediğiniz kadar yazın, beni eleştirin, yol gösterin,hatalarımda uyarın, tevsiyede bulunun, size ömür boyu minnettâr kalırım. Her yazdığınızı severek ve sevinerek okurum. Hepinize saygı duyuyor ve seviyorum; neticede, ben de sizin gibi bir insanım. Lütfen, tüm toplum kesimlerine ve siteye açık olarak yazacaklarımızın seviyesine ve kalitesine dikkat edelim, Allah aşkına...! İyilik verin, iyilik alın, iyi olun, iyi kalın! Sizin de, sitemizin de, edebiyat konusunda, şerefi ve hatırı olduğunu, yüksek bir seviyesi olması gerektiğini, tüm bu meziyetlerin de, sâdece sizlerin yazdıklarıyla düşüp kalktığını unutmayın! Bunun da, toplumumuz ve insanlık adına, gerek sosyal gerekse dîni açıdan, vazgeçilmez bir vecîbe olduğunu, hatırlatırım. O söz ki; cemâlini, hakka kardeş etmeli; O söz ki; sâhibini, Hâk’ka yoldaş etmeli! (KederliCe) Saygılar ve selamlar Sizi ve yazacaklarınızı, Mevlâ’ya emânet ediyorum! (H.H.) Edipte, edep arıyoruz..! Edep, şâir, yazarın hem şerefi hem ârı Gerçek kabul eyleyip -karar- deseydi bâri... Kimisi boş laf seçip, zararla böler kârı; Yazar olacağına hızar olsaydı bâri... El âlemden bahseder, kanarken bizde yara Dikkati çekmek için, illâ -der ki- süt kara Zararı yok; kazansın, tam hakkıyla bol para Böyle ciddî bir işi, nâmus bilseydi bâri... Hava atar göklerde, uçacak da değil ya! Bildikleriyle aya, çıkacak da değil ya! Bu dünyaya tek direk, kalacak da değil ya! Hiç olmazsa geçmişten ibret alsaydı bâri... Kimisi şiir diye, yazar birkaç paçavra Kendisi de anlamaz, zirâ; tümü palavra Kâmil insana sık-sık, çektirir bir ’lâ havle’ Fizan’a saldığında adam olsaydı bâri... Konusu eften püften, gerekmeze çok kayar Kalemi desen iki, kağıdıysa üç ayar Eli gülünç etmeyi, kalkar; iyi halt sayar Bir de kendi hâline, bakıp gülseydi bâri... İnsanlık hatırına , onu incitmiyorum Mevlâ gücenir diye, bedduâ etmiyorum Ancak; yardım eylesin, başka söz demiyorum Kelâmımı aklına, alıp koysaydı bâri... Duymaz Kederli sözü, şaşmaz gittiği izden Gün gelir belâsını, bulur -demesi bizden- Kör şeytana kanıp da, hem de şöyle temizden Cennetlik bir kötekle yola gelseydi bâri... İpe sapa hiç gelmez; bilmez ne yazdığını Kuduz it bile korkar, görs’onun azdığını Farketmez ki; zavallı, kabrini kazdığını Mezara girdiğinde rahat dursaydı bâri... Kederli/Almanya, 05.07.2009(04.12.2015) Adam gibi konuşabiliyorsan, konuş; yazabiliryorsan, kalemi eline al. İkisini de yapamıyorsan; otur, oturduğun yerde, yazılanları oku bâri. Ne sana ne de yazana zarar gelir bundan. Aksi takdirde; ya seni sustururlar ya da kâlemini kırarlar. O zaman da, dövünme! ........................................... Hıyardan kâtip çıksa, kavakta oniki ay mahkeme olur! Kargadan hâtip olursa; ekinde lakırtıdan, hasatta şakırtıdan geçilmez! (KederliCe) |
zaralıcan