Okuduğunuz şiir 29.11.2015 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Sıfırla Hesabım
Sıfırla alıp veremediğim herşey için İnanıyor düşünüyor hissediyor ve yürüyorum Kalıcı olmayı kılıcı niyetlilerin safında değilim Daha çok anlamak kıpırtısıyla telaşlandığım için Kimileri kınıyor kanımı Kimileri Allah yok dediğim zannıyla Ama Allah var Onlardan öncede vardı sonrada var olacak Ama onların Allahı yok hiçte olmadı Zamana mağlup matematiğe muhtaç olan Allah olabilir mi hiç?
Sıfır kaç gramdır Ve kaç fersahtır Kimden yanadır kime aşıktır Kaç kez ölmüştür zamanın kollarında Kaç nefes alıp vermiştir Sıfır hiç yüksekten düşüp incinmiş midir Gönlü aklı tavan yapmış mıdır Kaç damardan kalbine gidilir Yani hangi yalanıyla bilinir en çok Sıfır hangi kendiyle mutludur Allah sıfır kullanır mı? Kitabi sıfır kavli sıfırdan çok mudur
Çağırın şimdi kendini etine kemiğine iliklemiş Bir beni Ve terazinin kefesine koyun Sonra da mevcut bilinen sıfırların hepsini diğer kefeye Ne kadar çok sıfır olduğumu görüp alkışlayın beni Çünkü ben diğer tüm sıfırlardan Daha sıfırımdır Hiç bir sıfır beni geçemez aşamaz Sınayamaz
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sıfırla Hesabım şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sıfırla Hesabım şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İnancımız gereği yüce Yaradan, var olan tüm alemleri, yokluktan sadece kendi varlığından kendi bedeninden " ol " diyerek var etmiştir. Yüce Allahın varlığının, cisminin, bedeninin bir parçası olan bir varlık, bir insan, kendisini sıfırlarla kıyaslamamalı bana göre. Varlığımızın, bedenlerimizin, beynimizin, aklın henüz çözemediği nice mucizeler gizlidir bedenlerimizde varlığımızda ve ruhlarımızda. Hiç'lik gibi bir kavram, insan varlığına en uzak kavramdır. İnsan vardır ve o insan Yüce Allahın bedeninden, cisminden var ettiği bir parçasıdır ki , mükemmeldir bu nedenle.
Saygılar...
Mert YİĞİTCAN tarafından 11/30/2015 12:21:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
Kevir dostum, aşağıya eklediğim BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM'in manasına ilişkin ayrıntılı yazıyı lütfen okuyup inceleyiniz. Bu konuda yararlı olacağına inanıyorum.Saygılar. BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Ledünni Sır BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
BİSM;
Bism Zatından zatına tecelli etmeyi irade buyuran İlah’ın; AMA da sonsuz varlığında mevcut olan sonsuz isimlerine, yaratacağı varlıkların içinde nurdan-enerjiye, (öz ateş Kur’an tabiri) enerjiden – balçığa, balçıktan – atom elemanlarına ve atoma, atomdan – moleküle, molekülden – hücreye altı günde (aşamada) yaratılış sıralamalarında hangi aşamada ve hangi sırada her isim varlığına almış olduğu ismin zikrini ve ilk tecelliden sonra yaratılışı yaşayıp tekrar kıyamet bitiminde AMA ya kavuşuncaya kadar kaç kere zikredeceğinin vahyini alma anı BİSM dir. Bu an “OL”emrinin zuhurudur.
Kâinat ve içindekiler, Yaratıcısı tarafından BİSM de zamansızlık ortamında planlanmıştır. Allahu Teala zamandan ve mekândan münezzehtir. BİSM de varlığa zuhur emri alan esmalar; Resulullah Efendimizin (sav) nurun ala nurunu oluşturmuştur. Bu hal Resulullah Efendimizin (sav) AMA’ dan zuhura yani Yaradan’ının varlığından yine Yaradan’ına ilk miracı olmuştur.
İLLAH;
AMA sonsuzdur, sınırı yoktur. Yaratılmış âlemler ve içindekiler hala AMA nın içindedir. Kendi sonsuz Ahadiyetinde bilinçlendirip sevdiği Habibi’nin zuhura gelip onu Halifesi olarak göndereceği Kâinatı ve içindekileri yaratmasının başlangıcını teşkil eden Zatından Zatına tecelli etmiştir. İşte her şeyi yaratan İLAH yaratacağı varlıklara kendini bildirmek ve tanıtmak için Mukaddes varlığına ALLAH ismini almıştır. İLLAH; Yaradan’ın ALLAH ismini almasıdır. Buraya kadar BİSMİLLAH tamamlanmıştır. Yani “İNNALİLLAH” Allahtan geldik sürecinin sırrıdır.
İRRAHMAN;
Allah celle celaluhu Zatından Zatına tecelli etti; Resulullah Efendimizin (sav) nurun ala nur bedenini yarattı, “Allah ilk olarak benim nurumu yarattı” (hadis) ondanda diğer insanların nurunu ve diğer canlı cansız varlıkları yarattı. Allah Kainatı, içindekileri belli bir düzende ve dengede tutmak için kendi varlığından RAHMAN ismini tecelli ettirip tüm kainatı ve içindekileri RAHMAN kuşatmasına aldı ardından Kainata ve içindekilere istiva edip Alemlerin Efendisine teslim etti. Bununla beraber ”İNNA İLEYHİ RACİUN” sureci başlamış oldu. Buraya kadar BİSMİLLAHİRRAHMAN dır.
İRRAHİM;
Alemlerin efendisi Resulullah Efendimiz (sav) AllahuTeala dan Alemleri emanet sahibinden aldıktan sonra Allah cc Habibine ve ümmetine RAHİM ismiyle tecelli etti. Resulullah Efendimizde kainatı, içindekileri ve ümmetini RAHİM Tecellisinin tesiriyle sonsuz bir sevgi ve şefkatle kucaklayıp alemlerdeki tebliğ ve idare yükünü yüklendi. Tebliği alanlara Allah cc RAHİM ismiyle tecelli etti ve besmele tamamlandı.
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Her şeyin başlangıcı ve sonudur, her işin anahtarıdır. ( Alıntı )
Ezeli var olan yüce Allah'dır. Var olan sadece yüce Allah'dır. Alemleri yoktan var etti ol dedi oldu güzel.Yüce Allah dan başka hiç bir şeyin var olmadığı bir geçmişte, yüce Allah, var olan her şeyi yaratırken, kendi varlığından yaratmadı yoktan yarattı... Süpersiniz kardeşim de. Allah aklı kullanmayı emretmiştir insana... Zaten hiç bir şeyin olmadığını zamanda yüce Allah vardı. Ne ile yaratacaktı bir düşünün? En yüce varlık olan kendisi yaratabilmek için var idi zaten. İnsanlar ve yaradılmışların Allahın birer parçası tüm kainatın da yüce Allahın birer parçası ve kendi varlığından yarattığı varlıklar olduklarını reddederek, yok , yaradılmışlar ve insan, kainat asla yüce Allahın birer parçası değildirler bu nedenle de ulviyyetleri yoktur noktasına ulaşırsınız. Yüce Allahı yüceltelim derken, yaradılmış tüm alemler ve insanı basitleştirip sıradanlaştırmaktan başka bir işinize de yaramaz bu.Öyle açık kapılar buluyorsunuz ki, yüce Allah insanı yoktan var etti ifadesini bile, ( kainat da dahil ) yaradılmış kainat ve insan dahil tüm yaradılmışların yüce Allah tarafından o yoklukta kendi sonsuz varlığından yaratıldığı gerçeğini dahi inkar ediyorsunuz.Akıl ve mantık kullanın bence.Yüce Allah yarattıklarının özelliklerini, ölümlü olup olmayacaklarını , ne size ne de bana danışmaz haşa ... O yaratır, yarattıklarının özelliklerini de kendisi tayin eder.(melekler, ruhlar, cinler, Hızır Aleyisselam gibi pek çok örnekleri vardır. Gezegenler de , yıldızlar da ölümlüdür, bir gün gelir parçalanır ve yok olurlar ama gerçekte yok olurlar mı acaba? Gezegenler de ölümlüdür yıldızlar da ölümlüdür, o halde onları da yüce Allah kendi varlığından yaratmadı dediğinizde, yoktan yarattı noktasına gelirsiniz.Bakın aklı kullanın. O yoktan yarattı dediğiniz o yok dönemde YÜCE ALLAH VARDI DEĞİL Mİ ? Kendi varlığından ( ki onun varlığının ölçüsü sınırları yoktur ) yarattığını kabullenmeniz neden bu kadar zor oluyor bunu da anlayabilmiş değilim ayrıca. Saygılar.
O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. O´nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir! Her şeyi O yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O´dur. (6/101)
Tabiki bilimsel çalışmalar A asla islam dini karşı değildir Bilim geliştikçe kuran kerim daha iyi anlaşılacak dün bilinmeyen insan yaratılış evresi 1400 yıl evvel kuranın açıkladığı gibi gerçekleşnektedir dünya ve evren Allah ın bir parçası değil yoktan var ettiği nesnelerdir ve yok olacaktır kıyamet le ve insan yeniden yaratılıp ruhlar bedenlerine yerleşecektir O ndan bir parça olsa yok olmazdı
Kavminin hayırlısı insanlar A hizmet edendir buyurmuştur peygamber efendimiz farz ibadetten sonra elbette insanlık için çalışmak nafile namaz dan daha hayırlıdır
Ve sorun, yarattıklarının yüce Allaha benzeyip benzemesi de değildir. Yüce Allahın tüm yaratığı alemler, evren , gökyüzü ve yıldırlar, dünyadaki tüm varlıklar, onun varlığının birer yansımasıdır.Yoktan, kendi varlığından hem cismani hem de ruhi varlığından var etmesi dolayısı iledir.
Mesele haşa yüce Allahın varlığından yaradılmış olmak nedeniyle yüce Allahla yarışmak da değildir. İnsanın kendi varlığını küçümseyip acizleştirerek kendisini sıfır düzeyine kadar indirgeyen ve yüce Allahın varlığı, gücü, kudretinin yanında ben neyim ki? anlayışını egemen kılarak sadece dua ve ibadet moduna yönelerek, Allaha yalvarma ve yakarma modunda kalmasıdır. Oysa yüce allah bilmeyi, araştırmayı, ilim yapmayı emretmiştir kullarına. Her insan ilim ile, akıl ile, düşüncelerini, bilimini, teknolojisini geliştirerek yüce Allahın kendisine verdiği ruhunda ve bedeninde taşıdığı o Allah ilminin bir kısmını dahi de olsa ortaya çıkarma ve fark etme, bulma göreviyle görevlendirilmiştir. İslam dini de bu açıdan akla, bilime, bilimsel gelişmelere de en açık dindir.
Sevgili peygamberimizin, çalışmak en güzel ibadettir. İlim çinde de olsa gidin o ilmi öğrenin, kolaylaştırın zorlaştırmayın... Biçimindeki sözleri'nden de yola çıkarak ,insanlar çalışarak ilimlerini geliştirerek her alanda ( hastalıklar ve doğal afetler konularında da, depremler konusunda da) ilmin, aklın getirdiği bilimsel imkanlarla insan yaşımında karşılaşılan zorlukların çözümü için gayret sarf edeceklerdir. İşte asıl insanlığa en yararlı ibadetler de bu tür ibadetler olacaktır. Kişisel olarak insanın Rabbine yönelip yapacağı, yaptığı tüm ibadetlerin yararı sadece kendisinedir.Ahiret yaşamına yönelik beklentilerini karşılar. Ya bu dünya? Bu dünyadaki tüm varlıklar, canlılar, doğa için her birimizin üzerimize düşen o açalışmak, aklını kullanarak, ilmini geliştirmek= Bunlar " miskin yunus avareyim " trzı dergh muhbbetleri ve sdece Allha yönelik dua ibadaetleriyle ömür geçirerek sağlanamamaktadır. Saygılar.
Ezeli olarak var olan kim idi? Ezelde var olan yüce Allah'dan başka hiç bir şey yoktu.Var edilen bütün varlıklar o an yüce Allah dan gayrı hiç bir varlığın olmadığı yoklukta yüce Allahın kendi cisminden, bendeninden, varlığından ol demesiyle var edilmiştir.Ruh ayrı bir mesele.Ruh da üflemiştir .Hiç bir şeyin olmadığı bir ezeli dönemde o ruh neydi yüce Allahın ruhundan başka ruh mu vardı? fiziki bedenler de onun cismani varlığından yaratmasıyla oluştu.
Değerli arkadaşım, yüce allah ile insanın haşa kendisini kıyaslayarak " Ben neyim ki zaten senin varlığın, gücün karşısında " yaklaşımı , Yunus EMRE tarzı, miskin yunus biçareyim/ baştan ayağa yareyim gibi biçarelik, hiçlik, zavallılık /acizlik duygusuyla yüce Allaha yaklaşmak ve ona ulaşmak isteğidir elbette. Bu da edebiyatta bir akımdır ... Ama, çağımızın insan aklının gelişimi ve değişimleri ile, gen mühendisliklerinde gelinen aşamalarla, insan ya da diğer canlıların,genetik şifreleri çözülmuş, gen ve doku nakilleri ve kişinin bir kaç sağlıklı hücresi çoğaltılarak hastalıklı hücrelerin tedavisi , hatta kişinini tüm genetik şifreleri benzer bir eş kopyasının dahi üretilmesi aşamalarına gelmiştir insanlık. Bunlar yüce Allahın kendi üstün vasıflarından kendi varlığından bedeninden ve ruhundan var oluşun mucizeleridir. İnsanlık kendisini bir " hiç " olarak görmekten vazgeçip, ben o en mükemmelin , yüce Allahımın , kendi cismi ve ruhundan yarattığı bir parçasıyım bu nedenle de, onun olağanüstü üstün özelliklerini de varlığımda taşıyorum diyebilmelidir.İnsanlığın kendi varlığındaki gizli mucizeleri, aklı ve beyninde gizli nice çok daha büyük bilgileri araştırıp bulabilmesi işte yüce Allaha yaklaşmak böyle olacaktır. Saygılar.