Ufkumuzdaki sürgün türkülerini dinliyorum
Dalıp gitmişim kederlerin yorgunluğunda
Hiç dönmemek gurbetin gecesinden bu aşka
Bitmez bir özleyiştir, beyhude aşktan kalan

Eski bir plâktan hatırlamak sürgün günlerimi
Kalbimdeki sıcak meltemli bakışlarını
Ruhum bu zaman ve aşktan çok uzakta
Üzgün ve darılmış fırtınalı yerinden

Sana duyduğum beyhude aşklarım belki de
Sürgünlük defterlerimde hala yanıyor
Her kadehin ardından ümitle avunurum
Hep denizin ıslıklarıyla gelecekmiş gibisin

Şimdi gökkuşağı yelkenlisinde olmak isterdim
Yıldızların kanatlarından seyretmek enginleri
Bakarken yıldız çağlayanından mehtaba
Kalbimde sürgün türküleri çalsın

Akşamın sahillerini dolaştım yelkenlerimle
Beyhude yâri aradım sahilin renkli yıldızlarında
Sessiz koylarda yol alırken zamandan uzakta
Rüyalarım sarmaş dolaş denizin gözlerinde

Şimdi sürgün türkülerini dinlemek isterdim
Gurbetin meyhanelerinde içerken seninle
Lavanta mevsiminde gönlün yelkenleriyle
Şafakta güneşin mahzun gülüşleriyle

Zaman yıldızlardan yelkenleri seyrediyor
Sahipsiz gülüşler akıyor beyhude sevinçlere
Meltemler denizin şarkıları ardınca eser
Elimde şişeler açılmış gecenin kalbinde

Rüzgârın mahzun türkülerini dinliyorum
Yelkenler efkârın mor aydınlığında dalgalanıyor
Rüyanın kalbinden dökülen hıçkırıklarıyla
Beyhude gülüşlerim dökülüyor çaresiz yüzümden