Ö Y K Ü M Ü Z
Tarihe ışık tutan muhteşem öykümüzü
Binyıllara yaslayan vatan bizim, el bizim. Nesillere dillerden dillere türkümüzü; Havamızı sesleyen hava bizim, yel bizim. Yiğitlik, yurtseverlik mayamızda esastır. Hak, adalet, hoşgörü, merhamet bize hastır! Damarımda akan kan en değerli mirastır! Ülkümüzü söyleyen ağız bizim, dil bizim. Yanık sesli sipsiler, tıngırdayan curalar İçli kabak kemane içimizi paralar… Diyarımız, yârimiz; kaderimiz buralar! Gönlümüzü eyleyen mızrap bizim, tel bizim. Hunlardan Oğuzlara, bir ağızdan coşarak Kıtadan kıtalara köpürerek, taşarak… Yedi iklim dört bucak engelleri aşarak Umutları besleyen ırmak bizim, sel bizim. Bilir elbet kendini erkeğimiz, dişimiz Bilir ki Hak’tan gelip Hakk’adır gidişimiz. Dünyada yârenlikten başka yoktur işimiz Sevgimizi yaylayan yayla bizim, bel bizim. Biz ki, kökü çok derin bir çınarın dalıyız Mavi göğün altında yaşama sevdalıyız… Biz ki, gökyüzündeki Al Bayrağın alıyız Yeryüzünü süsleyen bahçe bizim, gül bizim. 19 10 2015 Salih ERDEM |
Türkçe yazım kurallarının en ince noktasını, bu mısrânızda yakaladım:
"Bilir ki Hak’tan gelip Hakk’adır gidişimiz."
Hak’tan
Hakk’adır
Üst virgül, iki ayrı yerde iki ayrı anlam taşıyor...
İlkinde, ikinci "k" harfinin yerine ve özel kelimeyi ayırıyor;
İkincisinde ise, özel ismi ayırıyor.
Tebrik ve Selâm ederim Üstâdım...
kadiryeter
28.11.2015
w.edebiyatdefteri.com/siir/972282/o-y-k-u-m-u-z
Salih ERDEM salih erdem