YILDIRIM ATLI ÇOCUK
Tebessümü kundakta kalmış
Oyuncaklarını bırakmışta kaçmış Koşuyor, İçindeki fırtınaya nazîre yaparcasına Yıldırım atlı çocuk Yanağında gözyaşı donmuş Başını yeller okşamış Mazisinin türbedarı Yıldırım atlı çocuk Çatla da sürçmesin atın Ağlamada sarsılmasın Arş Dizginlenme de durmasın dâvan Yıldırım atlı çocuk Rüzgârların hatırı sayılır yanında Tozun toprağın güzelliği olur Bir eski âlem uçuşur dudaklarında Yalnız hatıralarından kaçıyorsun sen Ardın muammâlı, istikbalin ulvi Gözlerinde yok, yaşanmış bir bayram sevinci Artık senin düşlerinde kefen giyilir, kâfur sürülür Ebedi bayramlara sevinedur, yıldırım atlı çocuk. |