Gecenin Musalla Taşında
Zifiri karanlığın içinde oynaşır gölgeler
Dökülür üstüme soğuk nefes Yarınsız/lıkları işler Sarar beni bir kafes Musalla taşına oturup Gecenin katran/larını soluyorum Güller dökülürse dalından Renkler kararır gözlerimin ucunda Pembe ve maviler nereye kayboldu Dökülür ak siyaha Mor menekşeler ağıt yakar Kırılır narin dalından Gecenin solan yapraklarından dökülüyorum Akıl nafile dolu bir kovan Düşerse içine acı soğan Taşıması da pek bir yavan Gönlümün dergahında ateşler yanar Piştim kavruğun da aşk ile boyan Döküldü damarlarıma kalp kaynar Gecenin içinde pişiyorum Yağmurun selden dudağı akar buseme Boğazım da tutuklu sevgiler Şarkılar küstü şimdi güfte/me Dilim lal olur tutulur kelimeler Gecenin içinde şarkıları bölüyorum Siyahın içinde yıldızlar Şavkı solmuş benzinde Silinir yaldızlar Işıklar söner Musalla taşına sarılır Gecenin soğuk nefesinde ölüyorum |