SİYAH BEYAZ ÇOCUKLUĞUMUZ
SİYAH BEYAZ ÇOCUKLUĞUMUZ
Yeşil sınıf tahtasını mavi tebeşiri ile süsleyen Yakalıklarının beyazı,hayalleri kadar temiz. Gökkuşağı renginde bakan gözleriyle Unutulması imkansız bir devrin Siyah önlüklü çocuklarıyız biz. Acılarımız vardı henüz olgunlaşmamış, Çatlayan tohumun Gülümseyen tomurcuğun Yeşermesinde saklıydı sevinçlerimiz. Türkülerimiz olurdu iki telli sazın dilinde Hikayesi bitmeyen gecelerimiz Gecelerimize ışık saçan yıldızlarımız Kayan yıldızlarda dilekler tutulurdu Kör bir gaz lambasının etrafında hayaller kurardık Güneş kadar aydınlatırdı kalplerimizi Arkadaşlarımız vardı Bir yanı gül bir yanı diken Bazen elimize batsa da Can yakmazdılar Çünkü candılar,canandılar, vefalıydılar Küçük bir sınıfı koca dünyaya Koskoca dünyayı yüreklerimize sığdırırdık Cezayı da,mükafatı da sahiplenirdik Birdik ve bir olmayı bilenlerdik Müdür beyin okul bahçesinde yasakladığı Kuralların sakız niyetine çiğnendiği Sınıf maçlarında top oynarken Umutlarımız gibi parçalanan Okul camının kırıkları Önce ellerimizi, sonra ise Korku dolu bekleyişlerle yüreğimizi kanatırdı. Köşeyi dönmek için çırpınanlara inat Köşe kapmacada yaşardık neşeyi Bir de analarımız vardı Kaderleri kaf ile değil kef ile yazılan Çamur deryası okul yollarının Cıvıl cıvıl seslerini Anaların nasihatları bölerdi Sakın unutma terli su içme diye söylenirlerdi Anlamazdık henüz fire vermemişti çoçukluğumuz Terli içince mi hasta olacaktık, yoksa unutunca mı, Hep çocuktu sol yanımız Evdeki elmaların yerine, Komşu bahçesinden elma çalmak hala çok güzel Hangi elma daha güzel Yakalanma korkusu ile koparılan mı ? Pazardan alınan mı? Son zili duyduğumuzda eve koşardık, Yol boyu evlerinin zilini Okul zili sanıp çalar, Her seferinde yakalanırdık. Siyah beyaz anıların tozlu yollarında Düşe kalka dizleri kanayan Dondurmasını külahının sonuna kadar yiyen Islak dudaklarıyla Susuzluğunu gidermesini bilen Yağmur yüklü bulutlarda Uçurtmasını kaybeden çocuklarız. Sevgiye küsmüş kör bakışlı yüreklere Darağacında celladını bekleyen aşklara Hışırtılı bir radyonun Arkası yarın isimli piyeslerinde rastlardık Ne sevdamıza ihanet uğramıştı Ne de sokağımıza Acıklı duvar yazıları yazılmıştı Tutkularımız tutulduklarımız oldu Çocukça sevdik ama adam gibi Gözyaşlarımız vardı Öylesine derin, öylesine masumdu Gidenlerin ardından ağlar Gelene sevinç gözyaşı dökerdik Ayrılıklar yaşardık yaşamasına da Hiç unutmazdık ismini Boynumuza astığımız silgimize yazar. Bazılarını siler, Kimilerini de ömür boyu boynumuzda taşırdık Okulu asmak için hasta numarası yapar İğne yiyeceğimizi duyduğumuzda Okula kaçardık. Ayaklarımızda bahtımızın rengi Lastik ayakkabılar Misket oynamaktan Nasır bağlamış avuçlarımız vardı Yaşlı bir çınarın gölgesinde Kaleler fetih eder İçimizden fatihler kara muratlar seçerdik Her şeye inat yaşamı sever Yaşatmasını severdik Kırmadan,incitmeden Dostluğun beyazını kirletmeden Bazen fakir bazen zengin Yoklukla varlık arasında kalsak da Unutulmayacak bir devrin Hüzün yağmurlarında ıslanan çocuklarıyız biz.. |
İlhamın bol olsun
_______________________________________Selamlar