Ninemle Söyleşi
Kimisi yüz beş demişti
Kimisi yüz on beş Bilen olmamıştı tam yaşını Nedense Seksen yazılmıştı mezar taşına Kendiside bilmiyordu Sorduğumda cevap veremiyordu Seferberlikte dedenle evliydim Hesapla dur diyordu Başalıyordu anlatmaya: “Ahh! O Uruslar varya O uruslar Birde Ermeniler Kuşatınca yurdumuzu Yollara vurduk kendimizi” Kimi eşeğe binmiş kimi kağnıya Sırtında yavrusuyla kimde yaya O gün öğlene doğru Varmışlar Tahta Köprü’ye İlk mola yeriymiş burası Emzirmek istemiş yavrusunu bir ana Ama; ne süt varmış anada Ne hal kalmış yavruda Zaten hastaymış Memeyi emmeden ölmüş burada Günler sürmüş yolculuk Haftalar, aylar sürmüş Hayvanlar telef olmuş insanlar ölmüş. Ölenler kefensiz gömülmüş Ve sonunda Adana’ya varılmış Biraz gülmüştü yüzler Adana’da Ama özlem duyulmuştu yinede. “Biz döndük kardeşim kaldı “ dedi Anlatırken bunları Doluyordu gözleri. Ben sorardım o anlatırdı O anlatırdı ben dinlerdim Bir gün: “Atatürk’ü gördün mü dedim?” O da kim dedi. Ben Atatürk dedikçe O tanımam dedi Şaşırdım Peki nasıl kurtuldunuz dedim. Yerinden hafifce doğruldu Uzaklara bakar gibi baktı. Gözlerinin içi parlamış, Değişmişti bir anda “MUSTAFA KEMAL PAŞA Kurtardı oğul; MUSTAFA KEMAL PAŞA” dedi |
varsa yoksa ermeni soykırımı.
kırılan türklerden bahseden yok.
bir tarihi vesika güzelliğinde şiir tebrikler dost