DEDEMDedem dedi hele torun bir su ver; Saç – sakal beyazda kocamış dedem… Nice savaş görmüş düşman öldürmüş; Dünyayı her renge boyamış dedem… Diyor ki hükmü yok akın, karanın; Yarısı benim der şu Ankara’nın; Resmini o yapmış Mona Lisa’nın; Sandım ki bu yaşta bunamış dedem… Sanırsın mahalle savaş alanı; Namlusuz tabanca arta kalanı; Ömrümde duymadım böyle yalanı; Kılıcı, kınıyla sınamış dedem… Anlarmış Lale’den, Sümbülden, gülden; Tanya’yı, Helga’yı düşürmez dilden; Yüklenip boşuna sağdan ve soldan; Askersiz kaleyi kınamış dedem… Akıl verdi sarışından, esmerden; Çıkınca dönülmez diyor seferden; Her kurşun atışta damlayan terden; Temelden kaç duvar sıvamış dedem… Salı sandı mübarek gün Cuma’yı; Almam diyor taze firik kuma’yı; Fil zannetti belgeselde Puma’yı; Anladım sonunda kocamış dedem… Mart ayında kedileri kıskanır; Gelir gider duvarlara yaslanır; Çelik olsa yetmişinde paslanır; Seksene merdiven dayamış dedem… Ali ALTINLI – 11/11/2015 Saat: 00:21 |