ADAM
İnsanın acı çekmesi zorunlu
bunu anladım yaşadıklarımdan, bunu çıkardım fazlasıyla kaybettiğim zamanın anlaşılmaz ve tekdüze akışından. Bir bankta otururken anlıyor bazen adam elinde bir simitle, mavinin her tonunu barındıran denize karşı yanında da olmazsa olmazı ; sigarası içine attığı dertleriyle boğuşan. neden bu kadar ağır geliyordu ki yaşanılanlar ve neden olanlara susuyordu bütün insanlar? susmalıydı adam, farkındaydı dışa vurumu yasaktı ya duyguların! hani marifetti ya susmak şimdilerde,belki de ondan. Ve bir akşamüstü daha geliyor şimdi sahil kalabalıklaştı, martılar da. Kıyıya doğru vuruyor içimize düğümlenen acılar. Ve insanlar! her türlü duyguyu barındırarak içlerinde, hiç kimsenin uğramadığı,tenha, öylesine bir yerde. Yine de acılar her zaman daha ağır geliyordu hayatın anlam veremediğimiz terazisinde. Adam güneşe bakıyordu elinde en yakın arkadaşı; sigarası derin derin çekiyordu içine, her şeyin geçtiğini sanaraktan. Gün batımı güzel olurdu bu saatlerde kalplerimizi ısıtır ya güneş, belki ondan. Ve akşam! hani hiç gelmesini istemez ya insan Çünkü bilir, acılar çalacaktır kapıları bir bir özlemler artacaktır ve ağlanacaktır belki, içten içe ansızın. Ve bilir, terazide acılar ağır basacaktır. Adam şöyle bir baktı son kez kalabalıklara ve gitti. Elinde bir paket sigarası ve ardında bıraktığı bütün duygularıyla... |