yok oluş.
Alnıma yazılmış kara yazılar gibi gün Karaydı! Soğuk, sessiz, sakin bir yerdeydim. Rüzgarın hafif esintisi kuş seslerine karışıyor ve sonra doğanın müthiş sessizliği arasın da yok oluyordu. Kurumuş yaprakların çaresizce oradan oraya savruluşunu izliyordum. Oysa bir zamanlar zeytin ağaçlarını nede güzel süslüyor ve renk katıyorlardı. Bir an üzüldüğümü hissettim. Bir yaprak için üzülünür mü demeyin üzüldüm işte... belki ayaklar altın da ezilmeyi hak etmediklerini düşünmüşümdür. O kadar güzel ve renkli iken sarardığı için yok olmayı hak etmemişlerini... Bilmiyorum. duygu yoksunu onca insan barındıran bir evren de bir yaprağın istenmemesi üzücü değil miydi??
|