Kirpiklerimdeki SisBugünler de Karanlık Çöker Oldu Üzerime Bu Şehrin Işıklarından Kaçıyorum. Önümde secde etmeyi bekleyen kelimeler Penceresiz dört duvar Biraz hüzün , Biraz sen Ve soğumaya dem tutmuş çaylar Kirpiklerim yine ıslak Üç beş damla ayrılık yanaklarıma düşen Gözlerin, gözlerimde yok ya hani… Günahlarım gökyüzünden avuçlarıma yağıyor Delirmiş bir şair gibi titriyor bedenim Kaç tövbe seni tekrar bana getirir Yada kaç geceyi uykusuz bırakmalıyım Gözlerine değmek için Daha kaç takvim yaprağı yalnızlığıma hüzün serpecek ? Sen, ben kısaca ‘’BİZ’’ olmak için Bazı bazı sessizlik çöker gecelerime Dans ederim sana benzettiğim yıldızlarla Zihnime kelepçeler vurulur Yokluğundan mı bilmem ama çok üşürüm Şiirler yorgan olur da yinede ısıtmaz buz tutmuş avuçlarımı Tozlu fotoğraflar , Ve sabahın dört buçuğu Güneş Eskisi gibi aydınlatamıyor yamaçlarımı Yorgunum , çok yorgunum En iyisi bırak bazı şeyler sadece hayel kalsın Öyle yaa, Ne Şair yazmaktan iflah olcaktı Ne de ilham olmaktan adına şiirler yazılan sen Tüm cevaplar göz yaşında saklıydı Her şiir ağlar aslında.. Marifet, gözyaşının sığındığı mısrayı bulmaktaydı... |