Sen Tatlı Bir Rüya Ol
Düşümde gördüm seni hüzün vardı yüzünde
Ayın şavkı vurmuştu ağlayan kayalara Suçlusu ben sanarak af dilerken dizinde Ne bir sanrı ne rüya aldırma şiyalara Zahir olan bu hayal imtihandır mutlaka İnkârı harcım değil say ki bir toz zerresi Yaşanmak istenmeyen heyecandır mutlaka Yarın unutmalıyız yaşanmazsa kerresi Sen tatlı bir rüya ol gündüzüm de gecemde Gülle donansın şiir yazdığım her hecem de Sana bir şey olursa sağır olur beş duyu Atarım şu alemden bir boşluğa kendimi Dayarım göz kırpmadan şakağıma namluyu Çırpınan her soluğum seni sorar döndü mü Son mektubu yazarken veda edip güneşe Sonsuzluğa akarak ağır bir gülle gibi Senden hatıra kalır yaşadığım her neşe Yeniden nikahlanıp hüzünle hülle gibi Sen tatlı bir rüya ol gündüzüm de gecemde Gülle donansın şiir yazdığım her hecem de Gündüzün niyetine hayra yor bu rüyayı Belki bir sevda yeli başımızı döndüren Ki atmışız seninle yalanı ve riyayı Yalan riya değil mi ocakları söndüren Sen ey canım cananım sen ey kanatsız melek Sar kolunu boynuma bir ömür mesut kalıp Kıskansın yedi düvel derdine yansın felek Nazar dualarınla sönsün sararıp solup Sen tatlı bir rüya ol gündüzüm de gecemde Gülle donansın şiir yazdığım her hecem de Kalem soruyor bana neden yorgun heceler Bir rüyaydı diyorum çok fazla yordu beni Olur o kadar diyor kışın zordur geceler Bir fatiha okursan rüyadan alır seni Onarır eksikleri dilimizde dualar Hiç bir bıçağın ağzı duadan keskin değil Boşa mı aydınlatır zor günleri şualar Hak yolundan ayrılma yanlışa etme meyil Sen tatlı bir rüya ol gündüzüm de gecemde Gülle donansın şiir yazdığım her hecem de Sevda denen şu yolun iki neferiyiz biz Gönül gönle verelim düşte kalsın acılar Hüzne niyet olamaz çünkü seferiyiz biz Açımız hep doksanda uzak diğer açılar Avucumuz sakladı mazimizin izini Kızgın kumlara değen ayaklarımız dingin Vurup yerlere serdik şu dünyanın gizini Mavi bizim pirimiz aşığıyız her rengin Sen tatlı bir rüya ol gündüzüm de gecemde Gülle donansın şiir yazdığım her hecem de 24 Ekim 2015 Saat 04.05 Güzelçamlı/Kuşadası Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN |