Ağlamak İçin Sarıl
Galiba başım ağrıyor
Hayat çok yordu beni Hayal içinde yaşadık gerçekleri Düşünce de kendimiz kalkardık. En azından ağlamazdık Bir gün başladım artık, gerçekleri yazmaya Yine cümlelerin başında sen vardın Anlamlı harfler ve anlamsız harfler En garibi de, senin baş harflerinle başlıyordu hepsi Keskin ok gibi sözler vardı, satırlarımın sonunda Ama hepsi de beni vuruyordu Kendi yazdığım kelimelerim sanki Senin kaleminle yazılmış; ince bir çizgi, gerisi boşluk Senin cümlelerin; beyaz bir kâğıdın üzerine, gri bir ton veriyor Okuması da keyifli Kelimeler sohbet ediyor adeta Oysa benimki öyle mi? Kara bir kâğıda, kara bir kalemle yazılıydı kelimeler Kimse de bilemiyordu anlamlarını En güzel hikâyemi yazmıştım sana oysaki Okuyamadın, ya da anlayamadın Çünkü sana verdiğim kâğıt, beyaz ve bomboştu Siyah kelimelerimle bulanmasın beyaz günlerin diye Hayatı yazasım gelir bazen, ya da öyle sanıyorum Başlangıcım var, yaşadığım olaylarım var Ancak sonucum yine boş ve beyaz renkte Kimisi anlar, kimisi anlamaz Yine sen vardın çünkü orada Beyaz bulutlar vardır. İzlemesi güzel olan Siyah bulutlar gelir bazen, ortalığı karıştıran Gelen şimşekte, geçmişin acıları feryat eder İntikam için yere iner yaşadıkların Sonunda hepsi kaybolur ortadan Yerine başkaları gelir elbet. Ancak onlar gibi olamazlar İşte beyaz bulut olduğun için tüm bunlar Ağlamak için bana sarılman Gözlerimin içine bakman gerektiği için |
Yazdıkların ve yaptıkların doğru da, zamanla bileceksin, herkes yorumlayamaz beyaz boş kağıdı.