FIRAT KENARINDA TAZE BİR GELİN AĞLARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Nice canlar Fırat nehrine kurban giden bir genç kızın hikayesi
FIRAT KENARINDA TAZE BİR GELİN AĞLAR Gün ortası hava sıcak, insan tenini yakar. Fırat kenarında taze bir gelin ağlar. Gökyüzü mavisi gözlerden.... Sağanak sağanak akar kanlı yaşlar. Depreşen duygularla sanki bir volkan. Saçları dağınık, beli bükük, bağrı yanık, yüzü donuk. Kuruyan ağaç yaprağı gibi kalakalmış orta yerde. Başak sarısı rengiyle eller havada. Gözler kaybolmuş yuvada gökkuşağı renklerde. Gün ortası hava sıcak, insan tenini yakar. Fırat kenarında taze bir gelin ağlar. Fırat gibi akıyor yaşlar o gözlerden sevdiğine... Ve de kaybettiği bebesine, kaybettiği erine... Bir başına dul kalmış, koca alemde... Kim bilir yüreğinde ne kasırgalar kopuyor. Her an patlamaya hazır ne volkanlar kaynıyor. Ne bir hıçkırık çıkar, boğulmuştur sarp yokuşlarda. Düşmüştür şerha şerha çatlayan toprağın kucağına. Toz duman olmuş, dönmüş çorak bir bağa. Gün ortası hava sıcak, insan tenini yakar. Fırat kenarında taze bir gelin ağlar. Sallanır bir sağa bir sola, nağme söyler ağıt yakar, Haykırışlarına, dolaşan topal karınca bile durup bakar. Dalmış gözleri Fırat’ın azgın kızgın suyuna. Kimse anlamamıştır, deli dolu Fırat’ın bin bir türlü huyuna. Etrafını yıkar, canlar alır, bakmaz asla dirayetsizliğine. Gün ortası hava sıcak, insan tenini yakar. Fırat kenarında taze bir gelin ağlar. Yaptığı ağıtlarda ciğer yanar, yürek yakar. Kim bilir ne koç yiğitler almış koynuna bu sakar. Umursamaz akışlarla ileriye akar da akar. Bir gelin ağlar, maviş gözler yaşmaklı. Gir gelin ki henüz on altı yaşında, dul kalmış. Telli duvaklı... Umarsızca akan Fırat ’mı, yoksa ağlayan gelin mi haklı? Kim bilir!.. Kim bilir koynunda neler neler saklı. Gün ortası hava sıcak, insan tenini yakar. Fırat kenarında taze bir gelin ağlar. Kovalanırcasına kafasının dikine akar. Gıcık verir gibi sağa sola dağılıp yalpa yapar. Ne vicdan kalmış, ne de merhameti. Dedim ya olmuş sakar, nice nice canlar yakar Oy Fırat, zalim Fırat sevenleri ayırdın. Sevenlerini aldıkların... Ağıtlar yakıp ağlamaktan başka... Beddualar yapmaktan başka ne yapar? Söyler misin, başka ne yapar? Söyler misin?... Söyler misin?... Not: Kerim BAYDAK’ın “AĞLAMA GÜLÜM” adlı şiir kitabından alınmıştır. ( Mart-2007- Sayfa: 48-49 ) |