CEFA YÜKÜ
Bıraktığın gibi değilim gülüm
Hayat vura vura yordu bilesin Bu yükün altında doğrulmaz belim Felek kollarımı kırdı bilesin Baykuşlara mekan gönlümün dalı Mateme büründüm unuttum alı Kaf dağına gömdüm bindiğim salı İçinde umudum vardı bilesin Ayrılık rüzgarı esti eseli Elimi bağrıma bastı basalı Senden umudumu kestim keseli Dört yanımı kurtlar sardı bilesin Karşıma çıkanlar bin kılıf biçti Dostlar muhabbette kanımı içti Sırtımdan dünyanın cefası geçti Yüzüme bakanlar kördü bilesin Tufana tutuldum karıda gördüm Muhannet tanıdım zarı da gördüm Çiyanların şahı mar’ı da gördüm Bunlar fermanımı dürdü bilesin Ahvalim bu beni sorarsan eğer Zahmete katlanma arasan eğer Sırat köprüsünden geçti Güleser Göçünü mahşere vurdu bilesin GÜLESER YORULMAZ |
Sarpa sardı gönül yurdu bilesin
Kaşlar kirpiklere tam kucak açtı
Sular sele döndü durdu bilesin
demiştim yorum olarak fakat ardından peşpeşe aşağıdaki dizeler dökülü verince adeta bir nazire çıktı
Dört duvar içinde, derde katlanıp
Dört duvar içinde, ferde katlanıp
Dört duvar içinde, dörde katlanıp
Küllenmek yanmaktan zordu bilesin
Seraba dalalı sevda çölünde
Mazbut bir insandım kendi halimde
Dinlemiyor artık değil elimde
Hasretin kalbimi burdu bilesin
Tebelleş olalı bahtıma çile
Gözlerim neşeyle yaptı jübile
Çok söze gerek yok biricik cümle
Tükendi umudun ardı bilesin
Hiçlikte bulalı varlık edayı
Yıldızlardan alır ruhum gıdayı
Düşlerle avutup sessiz nidayı
Buluyorum her gün dördü bilesin
Çare olmayınca yolların ardı
Oynanmayan zaman zevale erdi
Tüllerin ardında dayanmak zordu
Delibal’ın düştü gardı bilesin
Yürekten tebrikler efendim.
Günümün şiiri.
Selam ediyorum.