SENİ BEKLEMEK
İşte yine yalnız başına gidiyor Eylül,
Bir mahur beste yüklenmiş, Bir serçe kuşun kanadında, Göçmen kuşların gidişi gibi uzaklara gidiyor. Hazanı yüreğimize bırakıp, Yaprağı dalından düşürüp gidiyor. Oysa Eylül bende candı sevgiydi özlemdi, Bir parça umuttu. Ne kadar çok yorulmuşum, Ne kadar çok kırılmışım. Avuçlarımı dolduran cam kırıkları, Ellerimi değil, Yüreğimi kanatıyor. Oysa Eylül değilmiydi bizi buluşturan, Ellerin elimde gezdiğimiz günler, Bir deniz kenarı, Bir vapurun güvertesi, Bir trenin bilmem kaçıncı vagonu değilmiydi bizi birleştiren. Tozlu istasyon duraklarına beklediklerimiz, Simidin içine peynir koyup yediklerimiz, Gözlerine bakarken soğuttuğum çaylar Eylülde değilmiydi. Tutamadık değil mi, Bu aşkın bir ucundan tutamadık, Uçurumda açan çiçeği avuçlarımıza alamadık. Bak şimdi yoksun, Ekimde bir garip oldu gönlümde. Artık hatıraların la yaşıyorum, Resimlerin, Ve gönderdiğin bir kaç mektup. Oysa geleceğim demiştin, Bu özlem son bulacak demiştin. Gelmedin can. Artık dilimde eskilerden bir şarkı var, Ben seni unutmak için sevmedim diyor. Ve sana yazdığım bir kaç şiir. Bir kadını sevmek gibi. Ve bilmediğin bir şey, Özlenmek. Seni özledim. Bana bir mektup yaz deseydin, İki kelime yazardım can, Seni özledim derdim. Şimdi gelecek Eylül ne kadarda uzakta, Göçmen kuşların dönüşü gibi. Ve bana beklemek düşüyor. Bardak da çayım soğusa da, Rüzgarda bedenim üşüse de beklemek. Seni beklemek.____Cengiz Yılmaz/Şiir Baba/02/10/2015 |