Adresim Yoktu..gözlerinin aklıma vurduğu ceketsiz bir akşamdı dilenciler uğulduyordu göçük göçebe kaldırım köşelerinde saçlarından savrulduğum sesin karanlık bir çıkmazdı zühreydi adın benimse bir ismim yoktu çağrılmak gibi… yüzün aynalara devrilirdi duruşum bu yüzden kırıktı belki sana söz ucunda seken yeminler bozgunu bir tenhalıktım oysa senin hep omuzların üşürdü sonra sustuğun anılar ve neden sonra bozgun pankartlar gibi dağılmıştı üstümüze yağmurlar dursak cinayet kalsak namlu kokardık oysa biz eşiklerin kıyısında üşüyen aslı gazel ömrümüze ziyan içli bir şarkıydık… zühreydi adın benimse bir ismim yoktu çağrılmak gibi ki masallarım vardı seher tüten serçe sabahlarda gece düşen kentlerin puslu ölülerinden selam alırdık ve hep ama hep o gri kederle soluyan yüzlerden duyardık kayıp giden yıldızların ömrümüze dilek ısmarladığını ve saklımızda dalıp gittiğimiz solgun resimler olurdu her dem yüzümüze çarpan yenik özlemler yanığı… dağılan ve debreşen ateşler dokunurdu patikalık gülüşlerine esmer çiçekler kokunu bana sorardı şairler yoktular belki onlar da kendi halinde yine kendi seslerine küsmüşlerdi kimbilir belki bizden önce bir zaman şafakla bir olup ısırgan otlarına dokunup demli davalarına dalıp gitmişlerdi… şimdi beni sen zula edip parmaklarını emanet bir silah gibi sakla sen kadar hasretine varsın vursun gölgeme düşen serpiliş hicranı ayrılıkla büyüten o dilinden mektuplar düşer pullarında seni görürüm ve yeniden başlar müebbet ellerine diriliş… zühreydi adın benimse bir adresim yoktu sensizlik için… |