EGOMANİACan sıdkın, kafa bozuk, atomlara ayrılmışım; Parçalanmışım anlayacağın. Atmışım kendimi, sokaklara. Sokakta iki kedi, biri siyah, öteki beyaz; Bir kavga, bir patırtı ki hiç sorma. Her bir yan feryadı ciyak. Önce; ırk ayrımı yapıyorlar sandım; Sonra, belki din, belki mezhep. Yok, yok, dedim, sağ, sol kavgası bu. Yok dedim, yok, biri dişi, biri erkek, ya ondan. Üstünlük meselesi yani; Güç ile güzelliğin savaşı. Yok dedim, yok, kendine gel petrus. Onlar sadece zavallı bir kedi; Onlar düşünemez, onlar üretemez ki! Onların kavgası da, bu yüzdendir belki. Sonra, sonramı, sonrasını hiç sorma; Başka bir yer, başka bir mecra; Bir insan, başka bir insana; İnsan ha sakın yanlış anlama! Senin oğlan, benim kıza bakmış; Bir daha, sakın olmasın ha. Ne, ne olmuş yani baktıysa; Kedilerde akşama dek, ciğerci dükkânına, bakıyorlar ama Kasap dükkânı açtıkları, görülmedi daha. Ne, ne, sen bizim kıza, ciğer mi dedin şimdi; Senin oğlan kedi, bizim kız ciğer, öylemi! Senin oğlan, bizim kızı, yiyecek yani. Al sana kitapsız, alsana şerefsiz, alsana. Sen kimsin, laf söylüyorsun namusuma. Bir kavga, bir dövüş ki, sorma; Birde mahalleli, girmiyor mu araya. Eyvah, eyvah ki, eyvah! Bilmem kaç ölü, bilmem kaç yaralı. Memleketin, mezarı da, hastanesi de, bol nasılsa. Devlet mahpushanede, aç bırakmıyor ya. Al silah, ver kurşun, al sana balta; Bir şiddet, bir alamet ki, sorma. Sonra birkaç polis, birkaç ambulans! Haydi, hastaneye; Haydi mezara; Haydi, mahpushaneye yallah! Yaratıcı, polise sabır; Ambulans şoförüne hız; Doktorada kolaylık versin. Yanlış anlamayın, onlarda insan ha! Ağlamak istesem, biliyorum şimdi ağlayacağım. Susuyorum, susuyorum, döküyorum gözyaşlarımı; Gönlümün, şehitle dolu mezarlarına! Geziyorum, dolaşıyorum, bakıyorum; Her bir yanda, ayrı bir tantana! Yok, yok, bu böyle olmaz diyorum; En iyisi, ben kaçayım evime. Ev yok, yorgan yok, döşek yok. Sen şaşırdın herhalde, nerde dangalak, nerde? Hava soğuk, mevsim zemheri; Üşüyorum, donuyorum, buzdağı, kaplamış her yerimi; Şimdi, şimdi, batıracağım ben titaniği; Kızgınım, kırgınım, o geminin kaptanı gibi. Zor zahmet, atıyorum kendimi; Bir kahvenin, en ücra köşesine! Ora dada, millette tartışma. Ora dada, gıcık, gıcık bakışma. Vay senin partin, vay benim partim; Vay senin takımın, vay benim takımım. Filancanın oğlu, filancanın karısı, Kim, kimi, nerede, ne şekilde becermiş. Al papazı, ver kızı. Sen niye taş çaldın, sen niye zar tuttun. Bir kavga, bir tartışma. Görmek istemiyorum onları; Çeviriyorum başımı öteki yanıma. Bakıyorum televizyona, bakıyorum ki tele vole; Bulmuş yine, köfte horlar, kendine birkaç malzeme. Hangi manken, hangi futbolcu, Hangi aktör, hangi şarkıcı; Kim, kiminle, hangi pozisyonda nerede? Yazık, yazık, acımamak mümkün değil, onların haline de. Onlarında, bir özel hayatı kalmadı herhalde. Sonra kahveci başka bir kanal açıyor; Sonra bir başka, bir başkası daha! Her birinde ayrı bir şiddet, her birinde ayrı bir rezalet! Gasp, tecavüz, cinayet! Herhalde kral oldu başımıza lanet olası şiddet. Sakın yanlış anlamayın ha! Kızgınlığım, ne siyasetçilere, nede televizyonculara; Onlarında kendilerine göre, haklı sebepleri var elbet; Birinin ki reyting, ötekisinin ki oy. Boş ver gerisini, bir kenara koy. Kahveciye bakıyorum, gözleri bende; Bu adam, söğüt gölgesi sandı burayı, diyordur herhalde. Beklide küfür ediyordur beklide bilmem ne? Şimdi çıkaracak, aba altından, sopayı; Şimdi getirecek, bir bardak çayı. Hemen, hemen, yağlıyorum tabanları kaçıyorum. Kaçıyorum, çünkü cepte para yok. Para yok, açım, açlığım dan gocunmuyorum da, Tokum diye yalan söylüyorum ya; İşte en çok o, koyuyor bana. Üstüne, üstlük, birde sigaram yok; Çıldırıyorum, kafayı sıyıracağım. Ah şimdi olsa idi, ucuz bir şişe şarap; Biraz peynir, biraz ekmek, bir pakette sigara; Bak o zaman, nasılda alırdım; Bunca derdi, bunca çileyi, uyuşuk yanlarıma. Yok, yok, hep yok patlayacağım. Çoktandır iyi bir filimde oynamadı; Hayallerimin, Birinci sınıf sinemalarında! Eskiden gişe rekorları kırardı oysa. O, zamanlar mutluydum, mutluydum ben, azda olsa. Lanet olsun, lanet olsun! Polyanada değilim ki, Mutluluk oyunları, oynayayım. Donkişot’ta değilim ki, yel değirmenleri ile savaşayım. Lanet olsun, lanet olsun, diyorum, kızıyor, kızıyorum. Boş ver diyorum, boş ver, bakıyorum etrafıma; Bir yanda papaz, bir yanda imam! Vay senin dinin, vay benim peygamberim; Vay senin tanrın, vay benim Allah ım. Senin dinin eksik, benimki tamam. Benim dinim doğru, seninki yalan. Bir tantana bir şamata, bir kavga; Şimdi kolaysa dur de cemaate. Birinde haç, birinde hasa; Vur gitsin imansıza, vur gitsin saygısıza. Bu buda ne ya diyorum, bum, ben patlıyorum. Şimdi, şimdi, alacağım bir elime, hasayı; Diğer elime de elime haçı; Bir imama bir papaza! Al sana alsana. Sonra boş ver diyorum, boş ver; Bu aralar sevda yüklü yüreğim; Hiç şiddete Candaş olamıyor ne dense bedenim. Boş ver diyorum, mutlak bir gün belalarını, bulacaklar nasılsa. Ben çeviriyorum başımı, onların tanrısına; Hey Müslüman’ın Allah’ı; Hey Hıristiyan’ın tanrısı; Ben, ne bir Müslüman gibi, iki elimi ayırıp; Ne bir Hıristiyan gibi, iki elimi birleştirip; Yalvarıp yakarmıyorum sana. Zaten benim, hiçbir dileğim yok, kendi adıma. Ne huri istiyorum, dört yüz adet; Ne cennette akan, şarap ırmaklarını; Bırak o tarafı, bura dada hiçbir şey verme istersen bana; İstersen, götür beni, cehennemin, en koyusunda yak. Beni ağlat beni yak, ben alışkınım, ben korkmam nasılsa. Fakat güldür, güldür ne olursun tüm insanları; Yeter, yeter, Durdur artık, bu insan denen yaratığının, Başlattığı bu egomâniayı.Şair petrus |