Başımdan aşağı bir aşk döküldü
Günümü geceme katmış gidiyor
Virane eyledi bağı bahçemi
Dallarımda baykuş ötmüş gidiyor

Görmüşüm güzeli vakt-i zemheri
Bilinmez rahlara yol etti seri
Nur-u cemalini gördükten beri
Gönlümü ateşler tutmuş gidiyor

Önce yüreğimden sordum güzeli
Gördüm ki yüreğim sevda bezeli
Yarin deryasında yüzdüm yüzeli
Gönül ummanlara batmış gidiyor

Bakar oldu gönül gözünü açıp
Deli oldu şarab-ı aşktan içip
Kalktı havalandı serinden geçip
Bir derin deryaya gitmiş gidiyor

Kalktı gönül bir gafletten uyanır
O güzelin sevdasına boyanır
Böylesi güzele can mı dayanır
Şu başım ta arşa yetmiş gidiyor

Hayran oldum yarin hançer kaşına
Zühre-i rahşanı takmış başına
Hele bakın şu güzelin işine
Zülfünü boynuma atmış gidiyor

Yürüdüm bu yolda ömrüm elimde
Hayali serimde virdi dilimde
Ama gazel gördüm yine dalımda
Felek yine yolum tutmuş gidiyor

Varamadım şu sevdanın düzüne
Düçar oldum boranına güzüne
Gönül derdin açtı dertli sazına
Mızrabı teline katmış gidiyor

Güzel döndü yüzün beni saymadan
Geçip gitti dediğimi duymadan
Hiç tartmadan hiç kantara koymadan
Sevdamı ucuza satmış gidiyor

Kan etti gözümü bu aşkın cevri
Kesildi gözümden seyranı seyri
Kapattım bu babı geçtim bu devri
Ruhum artık kabre yatmış gidiyor

Ben de bu sırrımı ettim aşikar
Sefa sürem dedim oldum cefakar
Felek döktü kanım eyledi şikar
Okları sineme batmış gidiyor

Şu yalan dünyada sürmedim sefa
Geçti gitti ömrüm hep cevr-i cefa
Görmedim güzelden bir katre vefa
Beni bir kenara atmış gidiyor

Felek koymaz beni dönmüşüm yoldan
Bir farkım kalmadı kuruyan daldan
Yazım böyle imiş ne gelir elden
Emrah da bu zehri yutmuş gidiyor

4 Temmuz 2015 Cumartesi