SEVDİM SÖYLEYEMEDİMGÜLÜM .................................................................Dadaş Abdullah GELGEÇ sevdim, söyleyemedim... o gülün aşkıyla düştüm gurbete... çocuktum, yüreğim ummanlara giden seller ile coşardı, gönlümde melekleri kıskandıran bir gül yeşerdi, önce tomurcukken ateşler düştü canıma, haberi yoktu gülümün, kimbilir belkide vardı, nasıl anlamazdıki, onun için yanar bir can, kalpte heyecan, ey gözleri ceylan... ....açılmıştı gülüm, kıskanırdı bütün güller, konuşurdu bütün diller, artardı mecnunları, ben severdim kimse bilmez, ben severim duyan olmaz, ayazlar şahitti yalnız aşkıma,geceler şahitti, nasılda beklerdim,birazcıkta olsa görürüm diye, belki çıkar pencereye , su serper yüreğime. yanardı içim. ....çeşmeden su doldurur, birde döner bakardı, bazen fırça atardı,bazen çalım satardı, gece ayaz vardı ya, fazla durmaz hemencecik kaçardı... gülüm beni ayazlarda yakardı, acep hiçmi duymamıştı gönlüm ,gönlüm,o ne vakaydı, ...............erzurum kışına bir fiyakaydı. vız gelirdi ayazlar ateşime, ayazları yaz ederdi gönlüm, gülüm gülüm ceylan gözlüm... ...çiçekler açardı bahar olanda, hevenk hevenk,burcu burcu rengarenk, ama hiç birisi senin yerini dolduracak kadar güzel değildi... kardelen gülümdün sen benim, gönlümde açan ve hiçbir zaman solmayacak olan... aşk besleyecek seni,can katacak sana, yokluğunda bile yokluğunu sevdirecek bana, hasretinle ne ömürler eskiyecek, dokunamayacak senin güzelliğine, ne baharlar,ne aylar,ne yıllar... günler birbirini kovalarcasına gelip geçsede, hiçbir kış, o zifir karası saçlarına kar yağdıramayacak, hiçbir soğuk seni üşütemeyecek, vede hiçbir ateş seni yakamayacak, seni ben gönlümde saklayacağım... birgülüm,birtanem,şengülüm, hep boynunu asil tut,sunalar sana imrensin, kıskansınlar seni, hep gül sen,gülsün sen.... ........hoş gör gülüm hoş gör,seni bu kadar habersiz sevdiğimi, diyemedim işte diyemedim, binlerce kez denedim ve hep sen çıktın telefona, bir kelime edemedim,diyemedim, seni sevdiğimi,sana yandığımı söyleyemedim, dönmedi dilim.binlerce kez denedim,söyleyemedim... ........yazmayı denedim oda olmadı, yazdığım mektupları,yazım çirkin oldu diye , yırttım yeni yazdım,beğenmedim, hiçbir kalem yazamadı sana olan aşkımı, ne yapabilirdim,korktum dostlarıma söylemekten, kıskandım seni dillerden, oysaki,güzelliğin dillede destan olmuşken, oy gülüm aşkına düştümde sen bilmedinmi... affet beni demiyorum, sevmenin af dileyecek nesi var, söylemediğime pişmanım, ama şimdi söylüyorum,afedersin yazıyorum, birgün söyleyeceğim,milyonlar duyacak seni sevdiğimi. örnek olacağım tüm sevipte söyleyemeyenlere, ne olur diyeceğim ne olur, seviyorsanız deyin sevdiğinize, hemde haykırırcasına söyleyin, seviyorum deyin... söz diyeceğim... ...ben seni sevdiğimi hep biriktirdim, milyonlarca seni seviyorum var yüreğimde, hepsi bir sel oldu akıyor sevenlerin ummanına doğru, sevgi ummanı sevgimle taşacak, o zaman bütün dünyayı saracak ve her taraf seni seviyorum olacak, sevgiye açan nice güller bitirecek ilbaharlarda, kışlar o gülleri solduramayacak, artık bülbüller aşklarını mutluluk içinde anlatacak, zar edemeyecekler dikenlere, dikenler batmayacak güllere, yağmurlar düşecek tane tane okşarcasına güllere, ve öyle bir kök salacaklarki yedikat yere, sökemeyecek kimse, kıramayacak dalından gülü... her şey ama her şey sevgiye tutsak kalacak, eğer sevdiğimizi söyleyecek olursak... bak yine söylüyorum bak yine söylüyorum,seni seviyorum seni seviyorum, geçte olsa söylüyorum. olsun be gülüm olsun, eminim duyacaksın yad ellerin bağında, ben ise gülüm şimdi gurbetin kucağında, ne günler gördüm,hasretinle arkadaşım, derdimle sırdaş,ikiside üzdü beni oldular ataş, uykusuz bıraktı geceler beni, kendimi arattı gündüzler bana, ben bende değilim döndüm yabana, bir kara taş oldum düştüm sapana, salladı salladı kader sapanı, fırlattı gurbete çile makanı, etseler buranın şahı sultanı, inanki istemem sen yoksun gülüm, acırsın halime,dokunma, vursunlar gurbeti,kovsunlar hasreti, eksinler neşe-i muhabbet demi, çeksin kılıçları sevgi erleri, vursunlar zulümü buyun kökünden, gülüm gülüm, sevgiye yakışmaz ölüm. hep gülüm yazacağım baktığım gökyüzüne, o kara bulutları kovacağım, pamuk bulutlara yazacağım seni sevdiğimi, üfleyerek sana göndereceğim, sana gelsin sana yağsınlar, susuz kalma oralarda, ben yandım sen yanma gülüm... yine bilmiyorsun seni sevdiğimi, çünkü sana söylemedim,söylemedim. dedimya... şimdi nasıl anlayacağını biliyorsun değilmi gülüm, yüreğin tanıyacak bu kelimeleri, kalbin çarpacak tıpkı benim gibi, gözlerin gülecek,tanıyacaksın, seni sevdiğimin türkülerini, seni sevdiğimin şiirlerini, sana yandığımın iniltisini, tanımazmısın gülüm tanımazmısın... yıllar alamadı sevgimi esir, solduramadılar gönül gülümü, vuramadılar duygularıma gurbet kelepçesini, değiştiremediler sevdamın yönünü, önüne bendi oluşturamadılar çıkmaz sokaklar, çaresizlikler bükemediler aşkımın bileğini, bak işte yazıyorum, sana doğru akıyorum sevdam sana doğru, yüreğim sevdalara yurt olmuş, sonsuza dek sevmek başa dert olmuş, gülüm bana şart olmuş, deli sevdim gülüm seni divaneyim aşkınla mestaneyim... kim doldurdu bana aşkın badesini, bilmedim içtiğimi, büryaniyem anlamadım yangına düştüğümü... bak gülüm,unutmadan söyleyeyim, olurya,tanırsan eğer seni sevdiğimin türkülerini, sana yandığımın şiirlerini, sakın ha beni arama, çünkü bulamazsın boşuna yorulursun gülüm kıyamam sana... gönlünden bir geçeyim hemen hissederim, o gönülden bana istediğin an gelebilir, istediğin kadar sana ait olan sevgimden alabilirsin. dedimya... güzelim,tanırsan eğer sana olan gizli sevdamın yankılarını, kendini bulursan mısralarımda, göğsünü gere gere mağrurlan, çünkü sen bu sevdayı yokluğunda bile yaşatansın, varlığında sevdayı yaşatamayanlar utansın, sen şen ol her zaman,sen çok yaşa gülüm, hele gülüm güzelim, hele birde sendede birşeyler varsa sevdaya dair, sen o zaman yangını gör. ya sende benim gibi sevmiş söyleyemişsen, ya benide o gizli gizli arayan sen isen, kuşkular sardı beni sessiz telefonlarda, tıpkı ben öyle yapardım, telefonu açardın, sesini duyardım, bazende heyecendan daha sesini duyamadan kapatırdım, elim ayağıma dolaşır, gözlerim kamaşırdı, yanardım,yanardım, gülüm o ne vakaydı, erzurum kışına bir fiyakaydı... ...ne yalan söyleyim, sen isen eğer, yok yok kalsın, söylemeyeyim.... |