RÜYA (42)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiir Ordu Lisesi 1. sınıfta yazdığım bir şiirdir.
RÜYA (42) Seyrederken dalgayı sahilin engininde. Gün batıyordu o an şu karşıki tepede. Vuruyorken denize akşamın ışıkları. Gidiyorlardı artık günün en son aşıkları. İşte ben o koca gün yalnız yalnız dolaştım. Dolaşa dolaşa da yalnızlığa alıştım. Artık ümidim yoktu, yarim gelecek diye. Biraz daha bekledim gelmişti saat yediye. Kararımı vermiştim, evime gidecektim. Bu uğursuz yere de daha gelmeyecektim. Akşam olan koca gün; kara, kötü bir gündü. Ümitsizce dönerken sevgilim de göründü. Sevinçle de ansızın parlamıştı ışıklar. Kavuşmuştuk burada iki candan aşıklar. Artık güneş batmış da ay doğmuştu semada. Sanki milyonlarca mum yanıyordu fezada. Sevinçle biraz koştuk, kenarında denizin. Çoğalttık hep yerini bu kutsal sevgimizin. Tasviri güç, can geldi ben gibi ümitsize. Sanki bağışlanmıştı bu deniz ikimize. Böyle gezip dururken ansızın geldi hışım. Onun tesiriyle de uykudan uyanmışım. O an uyandığımda düşündüm derin derin. Bir ses geldi; dedi ki, bitmeyecek kederin. Kulaklarım duyarken vakit geçip olmuş tan. Bu sefer de esaslı uyandım ben uykudan. Rüya içinde uyku, uyku içinde rüya. Sanırdım bitmeyecek uykudaki bu hülya. Ömür dolu rüyalar bir lahzada kayboldu. Eskisi gibi ruhum acı gerçekle doldu. İlhan ATEŞ (Zayi Ozan) Ordu, 30/03/1971 Salı Yayın : 27/08/2015 Perşembe www.edebiyatdefteri.com/siir/948597/ Şiir Hikayesi: Bu şiir Ordu Lisesi 1.sınıfta yazdığım bir şiirdi |