5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1173
Okunma
Sınanmasız bir gecenin ay ışığıyla yunup
Geçti mevsimlerin her kadrine uğrayarak
Günahsız değildi ama günahta değildi
Her insan kadar insandı eti kemiği ve kalbi
Herkes ne kadar faizini yaşıyorsa ömrünün
Onu bile aynıyla yaşamaktaydı
Takdir i ilahi neyse razıydı aklı
Neyse günün hükmü kabul etmişti
En muti kavliyle
Rızkının peşinde ne çok bakmıştı ufka
Çocuklarının boğazında lokma olmuştu bakışları
Karısı kasıtlıydı niyetinde
Onca zenginliğiyle var olanlardan davacıydı
Başta tanrıdan
Tövbe çekerdi her seferinde
Tanrıdan davacı olunmak haddine değildi
O kullarına zulmetmezdi
Sus derdi başının hizasında baş koyduğu karısına
Sus yada hayır konuş
Yine işinin bereketinde beklemişti rızkını
Evine göç gibi eşya taşıyanları ve
Yıllarca yense bitmeyecek kadar
tezgahları semirenleri seyrederek
aslında onun ve çocuklarının
hatta karısının midesi de onların ki kadardı
yuh çekti hayatın bu manzarasına
içinde isyan depreşti
damarları bir haksız öfkeyle doldu
ağlayacaktı bu hırs hezeyanında
ısırdı dudaklarını
şeytandandı
yutkundu sitemini öfkesini haksızlığını
….
Bir sabah gibi dirildi gözlerini
Ölmüş olduğu yatağından doğruldu yeni bir umutla
Aynı çorbanın kokusuyla aydı
Belli ki bugün de aynı gün olacaktı
İş ararken yorulacak
Umduğunu bulamadan çalışacak
Sevinmeyecek gülmeyecek
Bir makine kadar makbul tutulup
Salıverecekti patron akşamın hüznüne
İndikçe indi içinin yükseğinden
Yoksulluk kahırdı bildi
En iyi bunu bildi
Ama şükretti yine de
Ya gururlu ve kibirli bir zengin olsaydı
En tepeden bakıp hayata
Küçük dağları ben yarattım sansaydı
Sustu ve şükretti haline…