Siyah Gibi...
Sol göğüs kafesimde açılan bir derin yara..
Gitgide büyüyen.. büyüdükçe sessizleştiren.. Katran karası gecelerde yükü ağır tüm duygular birer kabus gibi çöküyor bedenime Hoyrat atlar misali şaha kalkıyor umutsuzluklar Ve bir ses yükseliyor .. inceden.. Öyle ki yüzümü kesen kör bir bıçak gibi derinden.. Sustu gece..Durdu zaman.. Yorulmuştu akrebin peşi sıra koşan yaşlı yelkovan Kaldırdım kafamı baktım pencereden Deniz ve gök birleşmiş gibi büyük bir hiçlik yaratıyordu sanki Tıpkı deniz kızlarının o büyü sesiyle çağırması gibi Büyülü..merak uyandırıcı ve bir o kadar da korkutucu Sonra hiddetli bir yağmur başladı Açtım ellerimi.. yalvardım Tanrıya Bu kenti yıkarken biz günahkar ruhları da temizler mi acaba diye onun rahmeti? Sonra yine bir sessizlik... Göz kapaklarım ağırlaştı.. hıçkırıklarım düğümlendi boğazımda Sİyah...Sessizlik...Bir kaç kadeh şarap...Ve kulaklarımda çalan eski bir melodi.. Bu bir yalnızlık senfonisi.. Tıpkı Sezen’in şarkıları gibi.. biraz herkes.. biraz bende gizli... |