ÇalıntıGittikçe umursamaz hallerimiz yaralar Kaybolmaz hüzün çırpıntıları Özlemsizliğimdir sana Biraz gece siyahı biraz mehtap Uzattım ellerimi sana Ödünç hayatı sattım Biraz daha dedim, biraz erken Hani, gelecektin? Oyun hamurunda kayboldu Gelecek yokluğum Çıkıntı gibi saplanır böğrüme Hiç durma her şey yarıda Öyle tepelere çıktım ki, vuslat hiç kalır yanında İşte bir sala vakti Gönül koyduğum, çalıntı bir kalpti Ne vakit uzansa ellerim ellerine Kopamaz yüreğim Şehir ışıkları sönecek bir gün biliyorum Bu döngü yerinden çıkınca Kaç ok saplanır? Kaç kurşun patlar sinelerde? Kaç gece gebe kalır? Çalıntı ellerinde… Zamanı şimdi, vakti değil Ya tut ya bırak Öyle mi? Gökyüzü dün kadar mavi Deniz kirlense ne çıkar? Güneş her sabah ikimizi beraber yakalar Koş, neden sonra yetişir zaman Savrulan harman tozunda Belki bir gülüş ya da göz süzüş Bir kuş gamzelerini yakalar Pas tutar kapı ardında ziller Hiç bilmeseydim yanmazdı yüreğim Bu nasıl sevdadır? Bu nasıl veda Kim sığar artık söyle kim sığar? Damlar, bacalar, çatılar, Döküldü yapraklarım Niye erken geldi şimdi sonbahar? Ne romanlar yazılır Şimdi yaşayamadıklarımızdan arta kalan Bak yine yağmur… Bak yine yağmur… Bak yine yağmur… Sevmiştin bilirim, Sevmiştim bilirsin… Neden ıslandıklarım da değil… |
Çok çok güzel.
"ÇALINTI" isimli şiirinizi beğendim.
Kutlarım.
................................. Saygı ve Selamlar...