Yalnızlığımın peronuyalnızlığı terk ederken yalnızlığımın soğuk ürkek peronunda kaçıyorum kalabalık olan şehre adım atarken yeni umutlarımın sevincinde içinde kan pıhtısı yalnızlığımdan kurtulurken gözlerim kalabalığın içinde sevinci haykırır iken yalnızlığıma son veren güzel halkım sizinle yalnızlıktan kurtuldum derken efsaneler beklerken ekmeğime beraberlik neşesini katmayı düşünürken eyvah eyvah eyvah ki yalnızlığın koskocaman uçurumuna düştüm beraberlikle yıkanmış avluların serinliğine koşarken afyon gibi yalnızlığı tatmış suskunlar korosunun içine düştüm daha dün son defa zorlukla tiksinerek yalnızlıkla sevişmiştim kaçarak birlikte kalabalık olmanın neşesine doğru uçmuştum her şey darmadağınık buzlu kaldırımlarda isteksiz yürüyerek kayanlar sizleri de mi yalnızlığa benim gibi mahkûm ettiler kendim için ağlayan ben şimdi sizler içinde mi ağlayacağım çığlık hatıraları yeniden düşünerek çığlık mı atacağım eyvah kör ediyor beni bu yalnızlık beceriksizliğin dili de benim gibi dilinizde gözlerimizde sarp kayalık derin uçurum tek tek gözlerinizdeki kayalıklara çarpmak derin uçurumlarda tek tek uçmak yerine ben gidiyorum yine tek başına yalnızlığımın peronuna ıssızlıkta göğsüm titrese de bir yüreğim titrer sizlerin yerinede göğsüm titrer ise donarım kaskatı kesilirim tek başına bendeki yanlışları yaşayan ben sizlerinde yanlışlığının içinde boğulurum bende bildiklerimi sizde unutamam ölü hayallerim çizdiğim umut resimlerim sizinle canlanmaz uzaklarda çalan umudun lirik şarkısı sizden geliyor sanmıştım eğik boynumla kendi trajedimi kendim yaşamaya kendi yalnızlık peronuma gidiyorum bom boş sayfama yeni bir yalnızlık çizmeye yeni bir arayış sözcüğünü karalamaya yeni kocaman sancılar içinde gözyaşı içinde boğulmaya gidiyorum Mehmet Aluç (Kul Mehmet) |