yokluğumun şafagı
Bazen yangınım dile gelip konuştuğunda
Öyle günahlara giriyorum ki Bu ben miyim diyorum sonra İçimdeki fırtınayı görsen inanamazsın Sonra bir nefes alıp diyorum ki Yusuf.u kuyudan çıkaran Allah tabi ki beni kurtarmaya kadirdir Ama ateş yine aynı ateş Yanıyorsun işte durmadan Acı damla damla damlıyor yüreğime Sonra ne diyorum biliyor musun Diyorum ki İbrahim.i ateşten yanmaktan kurtaran Allah tabi ki de beni de bu ateşten kurtarmaya kadirdir Yangınımı avutuyorum anlayacağın Yada avutmaya çalışıyorum Dirilmeye hasretim an itibariyle Yeniden eski halime dönebilir miyim bilmiyorum Umudum var lakin nasıl anlatsam ki Cehennemin beni sardığı kadar Gül kokusuna hasretim bu cehennemde Yokluğun içinde mezar gibiyim Bir mezarı işgal ediyor yokluğum Yaralar içinde kefenlemeye hasretim Cennetim cehenneme dönmüş Ben bu ölümü nereye gömeyim Ne yaşıyor ne ölüyorum Hayallerim bir mezar kazacak yakında kendisine Terk edecek tüm umutlarım beni öylece Penceresiz kalacağım anlayacağın Eskimeyen prangaların türküsüyle Yanıyor kalbim zindanlar bana yoldaş olmuş Kendime sürgün bir firari gibiyim Sırrım mezarım oldu hakikatim zindanım Ben böylesini düşünmemiştim Her güzelliğin özünde ararım benliğimi Kanarım her güzelliği gördüğümde Sonra gece çöker kanadığımla kalırım Ne kavuşmadır bu nede ayrılık Anlamadım ki bu nedir böyle Yokluk içinde varlığa hasretim Ne dost var yanımda ne bir akraba Sadece hançerler duruyor karşımda Beni kül etmeye hazır yangınımla Lakin külde olamıyorum Ah bir kül olabilsem Yada dirilebilsem Aşkın şarabı değil miydi bu beni benden eden Neden aktım ki günaha bilmiyorum Hani sevdam hani kavgam hani davam Gül seyrinde ölmek isterken Çorak toprakta diken olmuşum Yokluğun şafağında bir cehennem Bölecek uykularımı cehenneme bile razıyken Gidemiyorum yine de ötelere Bir çare arıyorum bu kefensiz halime mezara girmek için acılarımı susturabilmek için |